17/25
aralık skandalının baş oyuncularından Reza Sarraf ABD'de kara
para
aklama suçundan
ABD de tutuklandı.! Yurtdışına nasıl çıktı? Kim çıkardı?
İnterpol tarafından aranan bir kişi değil miydi? İran Gizli
Servisi peşinde değil miydi?.
Böyle
birisinin elini kolunu sallayarak yurt dışına basıp gitmesi
düşünülemez..
Uluslararası bir
konsorsiyum Reza'nın ABD'ye gitmesine çanak tutmuş olmalı! Orada
tutuklanmış!
Garip bir iş, komplike bir iş.
Artık ABD
için siyasi bir araçtır. Elinden geldiğince kullanmak
isteyecektir! İster
konuşturur,
isterse susturur! Kimbilir kimler için bilgilerini sağacaktır?.
Bir dönem,
İran'ın, ABD ambargosundan bunaldığı sırada, altın ve döviz
kaçağının
en önemli
elemanlarındandı. İran, buralardan sağlanan altınla borçlarını
ödemekteydi.
İran'a özellikle
Türkiye üzerinden altın transferi yapılıyordu. Altın, dış
ticaret emtiası sayılıyordu. Cari açığın % 15'ini Reza
Sarraf'ın ödediği savunuluyordu...
Reza,
Türkiye'de sözü geçen adamlara erişmekte gecikmedi. Onlar da bu
olaydan
paylarını
aldılar diye tevatür oldu. Eylemine göz yumuldu. Rahat hareket
etmesi için
nüfuzlar
kullanıldı. Bal tutanlar parnaklarını yaladılar!..Eh kendisi de
yalamış olmalı!
Boğazın
kıyısında gözde yalılar aldı. İstediği keyfi değişiklikleri
hotbehot yaptı!
Kimseyi dinlemedi!
Her halde koruyanları vardı. Bayındırlık suçları işlemesine,
Eski
Eserleri tağşiş
etmesine göz yumuldu. Ülkenin tanınmış ve sevilen bir sanatçısı
ile
evlenerek, halkın
sempatisini kazandı.. Artık her eylemi olay adamdı!
17/25
Aralık adıyla meşhur olayda, bazılarının telefon konuşmaları
dinlemeye
takılmıştı.Takılmakla
kalmamış, kamuoyuna aktarılmıştı. Kıyamet koptu. Paralel
yapının
iktidarı düşürmek
için oyunu, darbesi denildi. Bu olay bir kırılma noktası oldu!
“Beraber
yürüdük biz bu yollarda!” diye öğünürken;
“Ne
istediler de vermedik!” yakınmaları ardından bir tasfiye
harekatı başlatıldı.
Adliyede,
Emniyette, Yönetimde, İstihbaratta, TSK'da paralel olduğundan
kuşkulanılan
kim varsa
tasfiyeye girişildi.
Dört
bakan istifa etti! AKP oylarıyla haklarında kovuşturmaya yer
olmadığı kararı
çıktı. Öte
yandan “Balyoz vb.” adlarıyla ülkenin en seçkin subaylarının,
paşalarının, genel
kurmay
başkanlarının 'tetörist' ilan edildiği, tutuklandığı,
PKK'lıların gizli tanık olduğu bir
garip dönem
yaşadık! Burunlarından kıl aldırmayan özel yargıçların,
dehşetengiz savların dönemi başladı! Şimdi onlar da tasfiyenin
ağzındalar! Bunların hepsi paralel yapı sayıldı.
Bazıları göstere
göstere yurt dışına kapağı attılar!
AYM bu
işlemlerde hak ihlali var diyerek, yıllarca süren işkenceye son
verdi.
Yıllarca hapis
yatanlar oldu! İntihar edenler oldu. Kahrından ölenler oldu.
Yalnız onlar
değil Türk
toplumu örselendi!
Bozulan ve
değişen dengeler içinde HSYK, Adalet mekanizması, Emniyet, Mit,
İstihbarat, TSK
yeniden tanzim edildi. İktidarın iki dudağına bağlı konuma
getirildiler.
Açılım,
barış adına PKK'nin şehirlerde yuvalanması, silah ve mühimmat
yığınağı
yapmaları;
askerin, polisin Valilikler emrini sokulması bu dönemde yaşandı.
En gerekli
oldukları
anlarda, kışlalarda tutuldular!
Mısır'da,
Suriye'de şeriatçi atlarına oynandı. Tabi ki kaybedildi. Şimdi
yabancısı oldu-
ğumuz terörle,
canlı bombalarla karşı karşıyayız. Alışın diyorlar!
Çevremizde ve dünyada güvenilir dostumuz kalmadı. Durduk yerde üç
milyon Suriyeli sığınmacımız oldu.
AB, al
parayı, sığınmacıları AB'ye bırakma dedi. Kabul ettik! Geriye
yollamaları da kabul edeceğiz!.
Tam bu
sırada Reza Sarraf enişte ABD'ye teslim oldu. Ardında ne
pazarlıklar döndü
bilmiyoruz.
Pandoranın kutusu açılacak mı? Yoksa hiç mi açılmayacak?
Bekleyip göreceğiz!
Sağlıcakla
kalın...
Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com.
hasipozturk@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder