31 Temmuz 2012 Salı

SURİYE

Suriye'nin yıkılması için her şey yapılıyor.
İç savaş bütün kıyıcılığı ile sürüyor!
Suriye'nin kuzey şehirleri Suriye'li Kürtlerin eline geçti.
Suriye'nin istikrarsızlaştırılmasında Türkiye'nin de katkısı var!
Başkan Esad'la içli dışlıyken, birden tavır değiştiren Sayın Erdoğan'ın katkısı çok!.
Sayın Dışişleri Bakanının da..
Başbakan niye tavır değiştirdi?
ABD istedi.
Ne diyor Sayın Başbakan?
Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesinin
Eş Başkanlarından birisiyiz!”
Yani, Sayın Başbakan'a Eş Başkanlığı hatırlatıldı.
O da Eş Başkanlığın gereğini yerine getiriyor!
Suriye üçe bölünecek! Suriye'nin kuzeyi, İskenderun'a kadar
Büyük Kürdistan'a” katılacak! Kürdistan denize çıkarılacak!
Bu benim kehanetim değıl! Yüz yıldan beri Wilson Planınında zaten vardı!.
Yıllardır “hayali” haritalar yayınlanır. Bizi öfkelendirirler!
Bunlar hem hatırlatmak, hem de alıştırmak içindir.
Türkiye'ye de fatura çıkacaktır! Kırk yıllık Hatay, Kürtlere verilebilir!
Güneydoğu Anadolu ve Doğu'dan bir kısım yerler Kürdistan'a katılabilir!
Bunlar Sevr'den beri “uyumayan” dostların (!) planında duruyordu.
İbret verici olanı, “ Ben GOP'un, BOP'un Eşbaşkanıyım!” diyen
Türkiye Başbakanı'nın ve Hükümeti'nin bu işin içinde olmasıdır.
Eş Başkanlık, Anayasa'da var mıdır?
Yoktur!
Anayasal kurumlar, Başbakan'ı Eş Başkanlığa atamış mıdır?
Atamamıştır!
Kim atamıştır? Herhalde ABD siyasileri atamıştır!
Eş Başkanın hizmeti atayana hizmettir!. ABD çıkarlarınadır..
Türkçesi, bu eş başkanlık gayri milli bir iştir!
Gayri milli bir atamadır!
Sonuçları da gayri millidir!
Muhtemelen, Misak-ı Milliye aykırı sonuçlar doğuracaktır.
Ülkenin bölünmesi söz konusudur!
Kimse bölmeye kalkışamaz! Savunamaz! Milletiyle, vatanıyla ülkenin bölünmez
bütünlüğünü koruma bir Anayasa ilkesidir.
Ne diyor Kürt vatandaş, Diyarbakır Belediye Başkanı! “ Barut fıçısı üstünde
oturup çakmakla oynayamazsınız!” Yani Türkçesi, Suriye'deki fiili Kürt oluşumuna
müdahale etmeyin! Komşu Barzani, “Kürtleri eğitip Suriye'ye yolladık! “ diyor.
Olacakları bilip önceden hazırlık yapmışlar!
ABD güdümünde, Orta Doğu'da “Büyük Kürdistan Devleti” hayırlı olsun!
Petrolü var, denize açık, zengin ve sırtını ABD'ye dayamış bir Kürdistan!
Sayın Eş Başkan'ın istediği bu muydu acaba?
GOP'la Kuzey Afrika'dan Basra'ya 22 ülkenin hudutları değişmeye başladı!
Arap Baharı dedikleri işin aldatmacası imiş! Bir ince siyaset! Bakınız Kisinger, eski ABD
dışişleri bakanının ince siyasetine! “ Biz güçlüyüz. Çünkü içimizdeki hainleri hemen
öldürürüz! Başka ülkelerde hainleri kahraman yapıp işin başına oturturuz!”
Bu adama Nobel Barış Ödülü verilmiş!.Yiğitlik taslarken, sirkatini söylüyor!
İbret alınsa, tekerrür olur muydu?..
Sağlıcakla kalın.... Hasip ÖZTÜRK

24 Temmuz 2012 Salı

DÖNDÜK

DÖNDÜK
Kurultay başlıklı yazım size ulaşmadı.
Orada, Türkiye'i yönetecek kadroyu seçeceğimizi yazmıştık.
Kurultay delegesine düşen isabetli seçim yapmaktı..
Seçtik! Seçilenlerin listesi kesinleşti. Kimi dışarıda kaldı,
kimi listelere girdi! Kimi yedek listelerde kaldı.
Seçilmesini umduklarımızın tümü seçilemedi. Seçilmesin dediklerimizin
bazıları seçildi..Seçim demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Sonucuna katlanırız.
Kurultay sonuçları çok tartışılacaktır.
C.H.Partisi umut partisidir. Onun üstünden herkesin bir umudu vardır.
Ömrü boyunca başka partilere oy vermemiş bir kesim vardır.
Onlardan biriyim! Ömrümüzü muhalefette tüketiyoruz!
Yetmiş yaşın eşiğine geldik. Partimizin iktidar olacağını, devletten emin
olacağımızı umup durduk! Çocukların adını umut koyduk!
Başı derde giren CHP nerede? Niye ilgilenmiyor dediler! Oy vermeyenler de
bunu dile getirdiler...
Muhalefette çakılıp kaldık!..
Şehirleşmiş Türkiye'yi çözemedik!
CHP'nin yeni Parti Meclisi'nden çok beklentiler var.
Daha aktif olmasını umuyoruz.
Projelerini üretsinler! Projeler üstünden halka uzansınlar!
C.H.P'nin görevi Sayın Başbakan'a cevap yetiştirmek değildir!.
Bırakın yanlışlarını sürdürsün!
Onun sonu yakındır! Herşeyi yanlış yapıyor! Gittiği yolun sonu yok!
Biz işimize bakalım!
Rahmetli Ecevit “Ortanın Solu..” dedi Türkiye'yi ayaklandırdı.
Tam iktidar olamadıksa da “merdivenli” iktidar olduk!
Merdivenin başımıza açtığı dertlerden yıllarca kurtulamadık!
Yolsuzluk her iktidara yakışabilir, yarayabilir, yaraşabilir!
C.H.P. yaraşmaz! Yakışmaz!
Bunu hatırlayın!
Bizde bölücülük yoktur. Ötekimiz yoktur!
Herkesin dini, inancı kendinedir. Kendi seçimidir. Saygı duyarız. Etnik yapısı
kendisini ilgilendirir. Herkese eşit yakınlıktayız. .Üst yapımız Türk, Türkiye
ve dilimiz Türkçe'dir. Devletin kuralları, işleyişi ve ilkeleri inançlara, etnik
kimliklere göre belirlenmez. İhtiyaca göre belirlenir.
İlim dogmalara göre değil bilim ve teknolojinin ilkelerine göre belirlenir.
Kısaca biz bu sisteme laiklik diyoruz!
İlim, siyaset ve yönetim objektif ilkelere göre yönetilir, sürdürülür.
İnançlar, kendi temel ilkelerine göre yürür! Kişinin vicdanında yürür!
Siyasetle, dini inançlar kesişmez! Keşisirse, devlet taraf olur! Öteki olur!
Devlet halkını böler! Ötekileştirir. Ezer, ezmektedir. Öcü olur!
Biz buna karşıyız! Onun için laiklik ilkesi vazgeçilmezdir!
Demokrasi, laiklik denilen objektif ilkelerin atmosferinde işler ve düzeni kurar!
C.H.Partisi, Parti Meclisi'ne düşen en öncelikli konu, yeni Parti Programını
hazırlamaktır. Proğram önümüzdeki yıllara partinin bakışıdır! Projelerin
ve hizmetlerin ana kaynağıdır..
Değişim ve dönüşüm diye uçuşan muğlak umutların yazıya dökülmüşüdür!
Program taslağı gelsin, ufukta neler var bir görelim! Kurultaydan önce
tartışalın ve olgunlaştıralım.
Bu Kurultay'dakı dağınıklığı, iletişim eksikliğini, liste yarışını yaşamayalım!
İktidar umudumuzu güçlendirelim!
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK

19 Temmuz 2012 Perşembe

KURULTAY

Ankara'da C.H.P'nin 34.ncü olağan Genel Kurulu var!
Biz Kurultay diyoruz bu toplantıya..
Önümüzdeki iki yılın, partiyi yönetecek kadrosunu belirleyeceğiz.
Genel Başkan sorunu yok! Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tek aday!
Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu seçimleri yapılacak.
Çok sayıda aday adayı var. Her gün yüzlerce ileti yağıyor telefonlara.
Bursa'dan da adaylar var. Ankara'ya varınca aday sayısı artacaktır..
Parti yönetimine katılmak isteyenlerin çokluğu, seçimi zorlaştırır. Ama
partililerin ilgisini, yönetime katılma endişesini açığa vuruyor!. Çarşaf liste
demokratik seçime olanak verecektir..
Gideceğiz, göreceğiz ve seçeceğiz!
Son günlerde partide dört eğilim var diyorlar. Eli kalem tutanlar uzlaşmaz dört eyilimden
söz ediyorlar. Böyle bir algı yanlıştır! C.H:P'nin temel ilkelerinde bir sapma yoktur. Altıok'dan bir
sapma yoktur. Partininin omurgasını bunlar oluşturuyor.
Ulusalcılık, Atatürkçülük gibi partinin omurgasını oluşturan değerlerin, uzlaşmaz eyilimler
 arasında sayılması yersizdir. Her partilinin Atatürkçü, Ulusalcı, antiemperyalist, tam bağımsız,
laik, hukuk devletinden yana bir kimlikte olması temel ilkedir.
Parti kimliğidir..
Bu kimliğin, eyilim olarak ayırt edilip başkalarıyla yarıştırılması söz konusu değildir.
Sükunetle parti yönetimini seçeceğiz. Yönetimi uzaktan, yakından izleyip denetleyecek
kadrolar da bizler olacağız. C.H.P. Türkiye'nin ana partısidir. Ana Muhalefete demir atmış
gibi görünmemiz kalıcı değildir.
Ayağını taşa çarpan CHP nerede diye yakınır! Oyunu başkasına verir, başına gelenlerden
CHP'yi sorumlu tutar!
Seçmen kitleleri yeterli oyu vermese de CHP'ye olağandışı bir güvenleri vardır.
C.H.Partisi Türkiye'nin olmazsa olmazıdır.
Elbette, iktidar olmanın yolunu bulacağız!
Kimse, umudunu CHP'nin parçalanmasına bağlamasın!
Böyle bir şey olmayacak!
Kurultuy'dan sonra 'parti programı' üzerinde ciddi bir çalışma beklentisi var.
Asıl üretken olanı, partinin program çalışmasıdır. Program partinin geleceğini belirleyecek bir düzenlemedir.
Dünya hızla değişiyor. Vahşi kapitalizm küreselleşme kimliği ile üstümüze üstümüze geliyor. Değişimde,
yarışta gerilere düşmemek için parti programının ve siyasi seçeneklerin zenginleştirilmesi ve güncellenmesi gerekir.
Kurultay C.H.Partisine, devrimcilere, umutsuzlara, gücü tükenmişlere, kadınlara,
gençlere, halka umut verecektir.
Herkesten eleştiri de alacaktır.
Böyle Kurultay mı olur diyenler de olacaktır.
Bu kurultay, seçim kurultayıdır. Daha fazlasını ummak beyhudedir.
Kadroların çalışmalarına bakılmalıdır.
Projeleriyle, çözümleriyle, tutarlıklarıyla halkın içinde olacak bir yönetim gelecek!
Sonuçta halk belirleyici, seçici olacaktır. Partinin yukarısı ve aşağısı halkın içinde olacaktır..
Halk tuttuğu her şeyi çürüten bu iktidardan kurtulacaktır.
Adaleti çürüttüler, dürüstlüğü çürüttüler! Devlete, yargıya güveni çürüttüler! Orduyu çürüttüler!
Halk yalanlarından, dolanlarından bıktı! Herşeyin bir sınırı, sonu vardır. Sona vardılar!
Verilen oylarla Türkiye'yi yönetme yetkisini kullanamadılar. Kötüye kullandılar! Sıfır sorun dediler, dünya ile
 kavgalı oldular! Büyük devletiz dediler, şaplak sürekli Türkiye'nin ensesinde patladı! Büyük devlet adamı çalımıyla işler yürümüyor!
Beceriksizlik, kararsızlık ve yolsuzluk siyasetleri oldu!
Dünya görüyor! Halkımız görüyor!
Türkiye'yi yönetecek kadroyu seçmeye gidiyoruz!..
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK

17 Temmuz 2012 Salı

KANUN KORUR

KANUN KORUR
3.Yargı Paketi adıyla bir yasa daha çıktı..
ÖYM, Özel Yetkili Mahkemeler yerleşti.
Artık özel yetkili bölge ağır ceza mahkemeleri olacak!
Terörle mücadele yargısı olarak sürecektir.
Mevcut ÖYM'ler ellerindeki dosyaları kesin hükme bağlayıncaya
kadar yaşayacaktır!.
Bir yanından “terörle ilgili, sanık terörist” denirse, otomatikman bu mahkeme
görevli ve yetkili olacaktır! Bunun denmemesinin garantisi yok!
Gazeteci yazı yazar! Silah yok, bomba yok, molotof kokteyli yok!
Ama terörist denince, bu mahkemenin sanığı olur, yıllarca hapisten
çıkış yolunu bulamaz! Bu hal devam edecek!
Hadi bunu anladık! Aslında anlamadık!
Sayın Meclis Başkanı, “Mahkemeler, hakimler kanun yapıcının mesajını
almıştır!” Anlamında bir laf etti.
Kuvvetler ayrılığında hakimler mesaj almazlar! Kimse onlara emir veremez!
Ne karar vereceği yolunda direktif veremez! Bu yargı bağımsızlığının
doğal bir sonucudur! Ama sayın Meclis Başkanı, mesajımızı almışlardır!
Diyebiliyor!
Bu Yargı'nın hayli zamandır bir yerlerden mesaj almakta olduğunun ikrarı mıdır?
Bir toplumu top, tüfek yıkamaz!
Ama hukuksuzluk yıkar!
Ankara'da hakimler var! Roma'da hakimler var! Berlin'de hakimler var!
Toplumsal bir güvencedir bu! Evrenseldir!.
Bu güveni yıkarsanız, topun tüfeğin yapamadığını yaparsınız!
Sayın Başbakan, topuğuna el atılınca, hemen yasa çıkarmıştı!
Aşil tendonu Mit Müsteşarıydı!
O yasayı çıkardı, kurtardı.
Toplum bu kıskaçtan nasıl kurtulacak?
Soruşturmayı yapan, işin ucuna bir teröristtir niteliği eklerse,
yandı keten helva!
Gelin Yargıya şaşı bakışı değiştirelim!
Yargıyı onun, bunun ya da iktidarın arka bahçesi görmeyelim!
Böylesi kolay gelebilir! Muhalifleri sindirir,
Yerden yere vurursunuz! Göl yerinde su eksik olmaz ki,
Yeni muhalifler türer!
Tutum demokrasiye aykırıdır! İnsan haklarına aykırıdır.
Bir süre sonra haysiyeti kalmaz! Korkular aşılır.
Bu iki ağızlı bıçaktır! İki yanını da keser!
Yargı bu toplumun vazgeçilemez harcıdır!
Devletin ölçüsüz gücüne, devleti yönetenlerin ölçüsüz hırsına,
maceracılığına karşı toplumu, bireyleri, kurumları korur!
Önce Yargı bağımsızlığına vurmaktan vazgeçin!
Buna alet olanlar, kendisini kullandıranlar bir gün hukuk devletinin
Bağımsız yargısının Aşil tendonuna el atacağını bilmeli!
Her gecenin sabahı olmuştur!
Başka Türkiye yoktur!
Sizi cemaat korumaz! Hükümet korumaz!
Onlar giderler!
Sizi, bizi kanun korur!
Bağımsız, yansız yargı korur!
Sağlıcakla kalın!.. Hasip ÖZTÜRK

5 Temmuz 2012 Perşembe

İŞ SAĞLIĞI

İŞ SAĞLIĞI
İşçi sağlığı ve iş güvenliği çalışma yaşamının karabasanıdır.
Gün geçmez, işçiler iş kazalarında ölür, yaralanırlar..
Haberi izleyenlerin yüreği dağlanır!
Bu kadar ilgisizlik, aymazlık olur mu? Diye söyleniriz!
Caddeye çıkar yürüyüş yapar protesto ederiz!
Gözünüz aydın!
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çıktı! (6331, R.G:28339,30.06.2012)
Tek kişi çalıştıranlar da işyeri ve işveren sayıldılar!
Bunun Türkçesi “kapıcı” çalıştıran apartmanlar işyeridir!
Yanında “sekreter” çalıştıran hekim muayenehanesi işyeridir.
Telefona bakan” delikanlının çalıştığı yer işyeridir!
Avukat katipleri” sebebiyle avukat büroları işyeridir!
Hemen ne kadar güzel olmuş demeyin!
Her işyerinin bir “ iş güvenliği uzmanı”, bir de “ işyeri hekimi olacaktır!
Burası garip!
Öyle para cezaları getirilmiş ki; ödemeyle baş edilemez!
İş güvenliği uzmanı görevlendirilmemiş ise her ay 5000 TL şak ödenecek!
İşyeri hekimi yoksa her ay 2.500 TL şak ödenecek!
Ve başka para cezaları! Ödemekle bitmez!
Elliden az çalışanı olan yerler için kanunun yürürlük süresi 2 yıl sonra!
Bu iki yılın sonunda sekreterler, tıbbi sekreterler, telefona bakanlar, avukat
katıpleri, kapıcılar işsiz kalabilir!
Onca sıkıntıya katlanmaktansa, işten çıkarırlar olur biter!
Yasa büyük işyerlerinden çok, az kişi çalıştıran küçük hizmet yerlerini sarsacak!
Esnafı zorlayacak!
İstihdamı olumsuz etkileyecek!
Vur deyince öldürmüşler!
Kapıcı çalıştıran apartman bir iş güvenliği, bir de işyeri hekimi tutacak!
Tutma da göreyim! Cezalar ardından gelecek!
Kapıcı ücretini tartışanlara bir de hekim ve uzman gideri yüklenecek!
İş Sağlığı ve İş Güvenliği hizmeti veren işyerleri artacak!
Buradan hizmet satın alınacak!
Devlet eliyle müşteri edileceğiz!.
Küçük iş yerlerini onlara abone olmaya ve ücret ödemeye zorlayacaklar!
Türkiye'ye hayırlı uğurlu olsun!
Şimdi istediniz yaptık! Diyecekler.
Kanun yapmanın bir usulü vardır!
Oturup tartışmadan, el çabukluğu ile çıkarılan yasaların
uygulama şansı yoktur!
Topluma eziyet olur!
Gelin şu yasayı yasaya benzetin!
Garipleri işinden etmeyin!..
Sağlıcakla kalın.. Hasip ÖZTÜRK