3 Mart 2016 Perşembe

AYM KARARI


Mahkemelerin verdiği kararlar, iktidarın herzaman hoşuna gitmeyebilir,
beklentisine uygun düşmeyebilir. Böyle olması işin doğasındandır.
Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanlığı döneminde Danıştay'ın verdiği durdurma
ve iptal kararlarından çok yakınırdı. İktidarın yolunu kestiğini söylerdi...
Mahkemelerin bakış açısı ile iktidarın bakış açılar aynı değildir.
Mahkemeler hukuk kurallarına, hukukun üstünlüğü kavramlarına göre karar
vermeye özen gösterir. İktidarlar, günün koşullarına ve kendi siyasetine uygun kararlar
verirler. Bu kararların verilmesinde, hukukun kuralları ve hukukun üstünlüğü ilkeleri her zaman gözetilmez. Bunun için Anayasa'da 'idarenin hiçbir eylemi, yargının denetimi dışında tutulamaz' ilkesi vardır. Devletlülerin hoşuna gitse de gitmese de işin doğası bu.
Mahkemeler hukuka uygunluk ölçütüne, kamu yararına bakarlar.
İdare, siyasetin getirisine bakar!
Bunun için iktidarlar zaman zaman halkın tepkisiyle, mahkemelerin durdurma ve
iptal kararlarıyla muhatap olurlar. Hukuka saygılı iktidarın yapacağı şey, işlemini, eylemini hukuka uygun hale getirmektir. İdare bireyin çıkarını, kamu yararının üstünde tutamaz.
Kamu yararını üstün tutmak zorundadır.
Son günlerin konusu, Sayın Cumhurbaşkanı'nın gazeteci C. Dündar ve E. Gül'ün
bireysel başvurusunu kabul etmesi konusudur. 'Hak ihlali' belirlemiştir. Bu kararla
tutuklu gazeteciler tahliye edilmişlerdir..
Daha önce AYM'nin ' hak ihlali' kararları ile Balyoz vs. gibi düzmece deliller ile
verilmiş mahkumiyet kararları da kaldırılmıştı. Hukuk kendi söküğünü dikmişti..Sayın
C.Başkanı, bu davaların savcısıyım diyordu. Ama hak ihlali kararlarına karşı böylesi
bir tepki vermemişti.
Eleştirmek, Mahkeme kararları için dahi olağandır.
Olağan olmayan Sayın C.Başkanı'nın bu karara karşı “..uymuyorum..” beyanıdır.
Mahkemenin kararına herkes uymak ve gereğini yerine getirmek zorundadır.
Anayasa Mahkemesi kararlarına istisnasız herkes uymak zorundadır..
Sayın Cumhurbaşkanı'na bu konuda bir ayrıcalık tanınmış değildir.
Anayasa Mahkemesi'ne “bireysel başvuru yolu' Sayın Cumhurbaşkanı'nın
iktidarı döneminde açılmıştır. İyi de edilmiştir. Doğru yapılmıştır.
İşine gelmeyen bir karar çıktığında böylesi sert ve kastı aşan tepki verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemeler dilsizdir. Polemiğe girmezler. Mahkemeler kararları ile
konuşurlar. Verilen kararın bir de “ gerekçesi” vardır. Gerekçe kararın gerektirici
sebeplerini ve yasal dayanaklarını açıklar. Mahkemenin konuştuğu yer orasıdır.
Benim aklıma başka şeyler düşmektedir!.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın yönetimi dönemi, T.C.'nin yolsuzluk şaibelerinin
en çok dile getirildiği dönemdir. Bu şaibe iddiaları yargı önüne getirilmemiştir.
Yargı bunlar hakkında diyeceğini dememiştir. Dört bakan bu şaibeler sebebiyle
istifa etmişlerdir. Yargı önüne çıkmaları, AKP'nin çoğunluk oyları ile önlenmiştir.
Yüce Divan'a çıkıp aklanma haklarını kullanmamışlardır..
O Yüce Divan neresidir?
Anayasa Mahkemesi'dir,
Üst düzey siyasi görevlerde bulunanların yargı merci Anayasa Mahkemesi'dir.
Şimdiden Anayasa Mahkemesi'nin bir kararına karşı ' ..uymuyorum, saygı da
duymuyorum!..” demenin ucu nereye varır? Şimdiden AYM'ye karşı tavır konulması
olağan gelmedi bana..Mahkemeye husumet göstermek doğru mudur?..
Sağlıcakla kalın.... Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com hasipozturk@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder