Hükumet
'Dersaneleri kapatacağım!' diye tutturdu.
Aslında
bu karar 2001 'de Koalisyon Hükumetince alınmıştı..
Koalisyon
gitti! Dersaneler yaşıyor! Dersaneleri yaratan ihtiyaçlar
duruyor!.
Dersaneler
para kesiyor. Gülen Cema'ati bu piyasayı yıllar öncesinde gördü
ve girdi.
İşe
özel okullar açarak başlamıştı. Şimdi çok sayıda F tipi
okulları var.
Topluma
en başarılı okullar bizimki demeye çalışıyor. En iyi reklam
malın kendisidir
diyorlar.
Okullaşmayı yurt dışına taşıdılar. Asya'da, Afrika'da ,
Avrupa'da, Rusya'da, Türki cumhuriyetlerde çok sayıda okulları
var! Dünyanın her yanında, her dilden, her milletten, her
renkten
öğrencileri var. Yabancı öğrencilere kendi dilleri yanında
Türkçe, İngilizce gibi geçerli
dil
eğitimi de veriyorlar!.
'Türkçe
Olimpiyatları'
adıyla, seçkin yabancı öğrencileri Türkiye'ye getiriyor;
maharetlerini sergiliyor, yarıştırıyor! Türkçelerini ve Türk
kültürünü yaydıklarını anlatarak; iyi eğitim yaptıklarını,
Türk
halkına övünçle gösteriyorlar!..Biz de şaşarak izliyoruz.
Öğretmenleri
Türkiye'den götürüyorlar. Az para veriyorlar, gönüllü hizmet
aşkını kullanıyorlar.
Kıt
kana'at geçiniyorlar, benimsetilen ideallere hizmet ediyorlar...On
yıllar önce, Türkiye'den seçkin
insanları
alıp Türki Cumhuriyetlere konuk ederler, okullarını
gösterirlerdi.. İyi şeyler başardıklarına
tanık
ederlerdi. Öte yandan 'şeriatçı' nesiller yetiştirdikleri
iddiası da hiç eksik olmazdı. Rusya bu
kuşku
nedeniyle okullarını yasakladı. Haklarındaki kuşkular azalmadı.
Artık konuk götürme yerine, eğitim gören öğrencileri getirip
konuk ediyorlar! Marifetlerini sergileyerek başarılarını
anlatıyorlar!
Türkiye'de
Fetullah Cema'ati sanıyla gayriresmi, kitlesel bir örgütlenmeleri
var. Vergi verir
gibi
heryıl, yandaşlardan ciddi bağışlar toplanıyor. Kaynak
yaratıyorlar. İşi bu düzeyde bırakmıyorlar.
Başarılı
çocukları, dershane ve okul havuzlarından devşiriyorlar!
Eğitiyorlar, kendilerine bağlıyorlar.
Üniversitelerin
esaslı birimlerine yerleşmelerini sağlıyorlar. Burs, yurt, ev
vb. olanaklarla onları
elleri
altında tutuyorlar ve Cema'atle bağlarını sıcak tutuyorlar..
Mezun
olanların, ülke yönetiminde kilit bakanlıklarda istihdamlarını
sağlıyorlar. Milli eğitim,
Adalet
ve İçişleri bakanlıklarında oldukça örgütlüler. Poliste,
yargıda etkili düzeye gelmişler!
Şimdi
buralardan güçlerini sınıyorlar. Özel yetkili mahkemeler eliyle
TSK'nın tasfiyesinde rol
aldılar.
Başarılı da oldular. MİT Müşteşarına el atınca, külahların
değiştirilmesi gündeme geldi..
Artık,
Hükümet, Cema'atin bu güç birikimini kırmak için özel çaba
harcıyor. Dersanelerin
kapatılması
dayatması, bunlardan birisidir.
Cema'atin
okulları gibi çok sayıda dersanesi var. Sağlanan gelir, önemli
bir mali destektir.
Öte
yandan dersaneler öğrenci seçmek ve üniversitelerin iyi
alanlarına sokmanın bir aracıdır.
Dersane
eğitimi, Türkiye'nin baş edemediği bir gerçeğidir. İhtiyaç
varsa, dersane de olacaktır.
Üniversitelerin
kapasitesi sınırlı kaldıkça, her yıl milyonlarca öğrenci,
dersanelere müşteri
olacaktır.
Bu hal, M.E:B okullarının yeterli eğitimi veremediğinin de bir
itirafıdır. Üniversiteye
girmeyi
sağlayan okul sayısı sınırlıdır. Diğerleri dersanelerin
potansiyel müşterileridir!..
Dersane
işi bir yanıyla sosyo-ekonomiktir. Her yıl bir milyonu aşkın
öğrenci müşteridir.
Öte
yandan, dini-siyasi amaçlı örgütlenmenin pazarıdır. Uzun
vadede, devleti ele geçirmeye
araçtır.
Devletin verdiği eğitim kalitesi artırılırsa, potansiyel dersane
müşterilerinin önemli kısmı
ara
eleman olarak istihdam edilirse, dersanelerin yarısı kapanır!
Üniversitelerin kapasitesi, kalitesi
öğretim
elemanı artarsa; dersaneler sorun olmaktan çıkar! Devlete düşen
yatırım yapmaktır.
Üniversite
sayısını, kalitesini, kapasitesini artırmaktır. Bu da
yatırımdır!
Peki
olanlar neyin nesidir? Kayıkçı kavgasıdır!. Hükümet, seçime
beş kala Cema'atle yapacağı
pazarlıkta
elini güçlendirmektedir! Diyarbakır'da Kürdistan diye diye
konuklar ağırladı. Üç beş oyu
alma
uğruna, Türkiye'nin bölünmesi üstünden kumar oynadı!
Söylediklerini medyada sansür
ettirdi.
Dediği dedik, güçlü hükumet gösterisi yaptı!
Dersane
tartışması, olup biteni halktan gizleyen bir Karagöz perdesi
oldu!
Sağlıcakla
kalın...
Hasip ÖZTÜRK