Vaktiyle
okuduğum bir araştrmacı, Osmanlı'nın en büyük siyasi
partisinin tarikatler
olduğunu
yazmıştı.
Cumhuriyet'i kurunca, tarikatleri, dergahları,
zaviyeleri vb. yasakladık!
İş
bitmiş miydi? Hayır yer altına çekilmişlerdi.
Şehirlerde,
evlerde, konaklarda, kasabalarda, köylerde gizlice varlıklarını
sürdürdüler.
Dışarıda
,Cumhuriyet dünyasına, eğitimine ve yaşamına karşılık;
buralarda ikinci bir yaşam,
ikinci
bir eğitim sürdü geldi. 1962 yılında İç Anadolu'da bir köyde
sınıf öğretmenliğim sırasında
bu gerçekle yüzyüze geldim.
Gayri resmi
okulları vardı. Onlar okul demiyorlardı, 'medrese' diyorlardı.
Oradan icazet aldıktan
sonra El Ezher'e filan gidiyorlardı. Oradan çıkıp gelenler allame
sayılıyordu..
Osmanlı'nın
en büyük siyasi partisi 'tarikatlerdir' tesbitini
unutmadım. İmam Hatip Liseleri CHP döneminde kurulmuştu.
Dikkat ederseniz hep sağ partiler sayısını ve öğrencileri
artırmaya çalıştılar. Bunların istihdam yerini düşünmeden
sayılarını şişirdiler. Yani 'Tarikat- Cumhuriyet'
çekişmesinde karşı atak olarak kullanıldılar.
Demem
o ki, Cumhuriyet dünyasının dışında ve karşısında başka bir
yaşam biçimi, düşünce
dünyası vardır. Onların eğitimi, referansları ve amaçları
başka! İnce İngiliz siyasetinin de bu gelişmelere katkısı
vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin zayıflaması, dinci -şeriatçı
kadroların
güçlenmesi, iş başına geçmeleri ve beklentilerine karşılık
vermesini umuyorlar! Hatta bir 'halife' atanırsa, onun
aracılığı ile hem Türkiye'yi hem de İslam dünyasını daha
kolay kontrol edeceklerini umuyorlar. Nitekim en son padişah-halife,
İngiltere'in Malaya zırhlısı ile Türkiye'yi terkedip gitmişti!..
Gavurun
amaçları uzun erimlidir. Olup bitenleri unutmazlar. Uygun zemini
beklerler. İçeride
kendilerine yandaş ararlar ve bulurlar. Buldukları yandaşlar
genelde karşı dünya görüşünden
kişilerdir. Onlara sahip çıkarlar, el altından kollarlar. Zamanı
gelince de piyasayasürerler.
Gerektiğinde Cumhuriyetin eğitim araçlarını kullanıp 'prof ' gibi
sıfatlar da alırlar.
Cumhuriyetin
temel kurumları bunların elindedir. Adam oradan ağız dolusu
söverken hiçbirinin
gıkı çıkmaz! Belli ki onlarda içlerinden 'hıh!' diyorlardır.
Günümüzün
sağ iktidarları, bunları el altından veya açıktan destekleyerek
kullanırlar.
Aralarında,
Cumhuriyetin değerlerini aşındırma amaç ortaklığı vardır.
Cumhuriyetin temel taşları
aşınırsa, hem yandaşları artacak; hem de Cumhuriyet
tutkunlarının hevesleri pörsüyecektir!. Onların delile, somut
bilgiye ihtiyaçları yoktur. Öfkeleri nereye kadar izin verirse
oraya
kadar dil uzatabilirler. Gazetelerde, dergilerde, tv. lerde
istedikleri kadar yer bulurlar. Si-
yasi
iktidarlardan maddi-manevi destek bulurlar.
Saçmalıklarını herkes kınar,
siyasi iktidarın başları kınamazlar. Kınasalar bile mevsimi
geçtikten
sonradır. Yalan söylemek onlar için mübahtır. Toplum içinde iki
yüzlü, şizofrenik bir yaşam sürerler. Bunların örnekleri
çoktur. Kim daha etkili söverse, piyasada değerleri artar. Siyasi
destekle, 'çukur tarih' gibi müşterisiz dergileri milyonluk
reklam alırlar. Alıcısı olmasa
bile varlık içinde hayatlarını sürdürürler.
Bu
böyle bir düzendir. Bunu bilmeyenlerin akılları, havsalaları
söylenenleri algılamakta zorlanır.
Üzülür ve umutsuzluğa kapılırlar. Öfkelenirler. Oysa kuş
kuşluğunu yapmaktadır! Yemleyenlerin isteğini yerine getirirler..
1951
yılında Menderes'in çabasiyla çıkarılan 5186 sayılı Atatürk'ü
Koruma Yasası metni aşağıdadır.
' 1. Atatürk'ün
hatırasına, alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası ile ceza-
landırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst veya abideleri veya Atatürk'ün
kabrini tahrip eden, kıran, bozan
veya
kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası
verilir..Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları
işlemeye
teşvik edenler asıl fail olarak cezalandırılır.
2. Birinci
maddede yazılı suçlar iki veya daha fazla kimseler tarafından
toplu olarak işlenirse; umumi veya
umuma
açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunulacak
ceza yarı nispetinde artırılır. Birinci
maddenin ikinci fikrasında yazılı suçlar zor kullanılarak
işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa
verilecek ceza bir misli artırılır.
3. Bu
Kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca
re'sen takibat yapılır.
4. Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.'
Sağlıcakla
kalın...
Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com.,
Bursa, 15.05.2017, hasipozturk@hotmail.com
- Bu Kanunu Adalet Bakanı yürütür.