22 Ağustos 2012 Çarşamba

BU NE MUHABBET

BU NE MUHABBET
Ne bekliyordunuz?
Hayal kırıklığı mı yaşadınız?
Sözlerinden mi caydılar?
Sayın Başbakanımız çok şaşırmışlar! BDP'li Milletvekilleri ile silahlı PKK teröristleri
sarmaş dolaş görünce! Sora sora “ Bu ne muhabbet?” demiş.
Bunu AKP başkanı sıfatı ile mi sordu? Başbakan sıfatı ile mi sordu? GOP Eşbaşkanı
sıfatı ile mi sordu? Orasını belli değil!..
Yıllardır bağırmaktan sesimiz kısıldı! PKK bir bölücü örgüttür! Yayılmacı ülkelerin
maddi ve siyasi desteğiyle yörede yaşıyor! Türkiye sınırlarının hemen dışındaki kamplarda
barınır! Dost ve bağlaşık bildiğimiz bazı ülkelerce korunur ve desteklenir! Bu dost ve
bağlaşık ülkelerin arasında ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, hatta eski silah arkadaşımız
Almanya bile var. İsrail de cabasıdır..
Herkesin hesabı ayrı.
Hepsinin ortak hesabı, bölünmüş Irak'ın petrol bölgesini denetleyecek bir kukla Kürt
devleti yaratmaktır! Petrolün ABD'nin ve Avrupa'nın hesabına göre akmasını sağlayacaklar!
Çin gibi biti kanlanan ülkelere akacak petrolün vanasını ellerinde tutacaklar!
İran hudutlarına bitişik geniş bir üs edinecekler!
Türkiye'in desteğine muhtaç kalmayacaklar! Doğrudan doğruya Kafkasları, Orta Asya'yı
ve İranı denetleyebilecekler! Petrolün geleceği bu bölgededir. Petrol Irak, İran, Kafkasya'da;
Azerbeycan'da, Türkmenistan'da ve Türk kökenli ülkelerde var. Bunların üstünde egemen
olmak istiyorlar..
Türkiye'nin yörede denetimi zor olacaktır. En güvendiği AKP iktidarında bile “Tezkereyi”
Meclis'den geçiremedi. Hoş geçirseydiler, Doğu Anadolu hala ABD işgalinde olacaktı!
Kukla Kürt devleti çoktan kurulmuştu. Ve ABD silahlı güçleri yörede hala üslü kalacaktı!
Almanya'dan çıktı mı? Japonya'dan, Afganistan'dan çıktı mı?
PKK terörünü taşeron kullanarak, yörenin Kürt halkını bilinçlendirdiler. Kürt asıllı
halkları aktif hale getirdiler. Türkiye'yi istikrarsızlaştırdılar. Hakkari'de, Şemdinli'de İçişleri
bakanı taşlandı! Sokağa bile çıkamadı.
Türkiye'yi kullanarak Suriye'yi istikrarsızlaştırdılar. Artık orada sonucu önceden belli
planlı bir iç savaş yaşanıyor. Ayrıştırma başladı. Başkan Esad gidecek! ABD ne zaman
isterse, Esad o zaman gidecek! Suriye'de güçsüz, korunmaya muhtaç devletçikler olacaktır.
Etnik, dinsel temelli azınlık devletleri, pimi çekilmiş birer el bombası gibi orada ABD'nin
ve İsrail'in hizmetinde olacaktır..
ABD güdümlü kukla Kürt devleti Akdeniz'e çıkarılacaktır. Fırat ve Dicle'nin sularını
denetleyecekler! Bu topraklardan geçirilerek petrol Akdeniz'e indirilecek! Petrolün akışını
Kürt askerleri koruyacak! Artık ABD askeri ölmeyecek! Petrol için Kürtler ölecektir!
İran'ın dinci, milliyetçi anti ABD, anti siyonist rejimi, bu topraklardaki üslerden çıkan
güçlerle halledilecektir. Akacak kan, bu topraklardan devşirilmişlerin kanı olacaktır! İsrail
ile Irak petrolleri İran baskısı ve tehdidinden bağımsız akacaktır. Hatta İran petrolleri de
onlara katılacaktır.
Türkiye istikrarsızlaşırmış, bölünürmüş, emperyalizmin umurunda mı olur? Zaten Sevr'den
kalma, Türkiye'ye ödetilecek bir hesap vardı! Türkiye Cumhuriyeti, Sevr'e, ABD ve Avrupa
emperyalizmine rağmen doğmuştur! Emperyalizmin gücüne karşın bağımsız Türkiye Cumhuriyeti
kurulmuştur! Ezilen halklara örnek olmuştur! Lozan'a burun kıvıranlar bunları bilmezler mi?
Bilirler! Emperyalizme hizmet için bilmezden gelirler!
Yayılmacılar unutmazlar! Hesabı er geç sorarlar! Çoğu zaman içeriden peyledikleri
işbirlikçilerle ortak hareket ederler! Dün böyleydi, bugün de böyle, yarın da öyle olacaktır.
..Dahili ve harici bedhahlar” sözü boşuna söylenmedi! Bu bir kehanetti!
Sayın Başbakan, bu ülkeyi korumakla görevli ve yeminli hükümetin başıdır!
Bir kısım dahili ve harici bedhahları kucak kucağa görünce çok şaşmış!
Bu ne muhabbet yav!” diye kükremiş!
Hayret!..
Sağlıcakla kalın.. Hasip ÖZTÜRK

15 Ağustos 2012 Çarşamba

DİNGİLTOS OYUNU

DİNGİLTOS OYUNU
Bayan Clinton Türkiye'ye gelmiş!
Hayırlara vesile bir geliştir inşallah!
Bayan Rice, yıllar önce geldiğinde “Fas'tan -Basra'ya 22 ülkenin haritası değişecek!”
diye müjdelemişti! Dedikleri çıkıyor işte!
Bayan Clinton, yeni müjdelerle gelmiş! “ PKK ile müştereken savaşıyoruz!” demiş
Suriye'de PKK'yı istemiyoruz!” müjdesi de vermiş! Eşbaşkan ile ortakları çok sevinmişler.
Heyecandan “Onca yıldır, savaştığımız PKK niçin tükenmedi? “ diye soramamışlar.
Allahtan Bayan Cilinton,“ Suriye'de PKK'yı istemiyoruz!” diyerek ağızlarına bal çalmış!
PKK gibi örgütler, böylesi küçük sevinçler için vardır!
Eşbaşkan'a hizmetine karşılık,”PKK'yı istemezük!” denilmesi yetmiş! Başka sevince
ne gerek var demişler..
Çocukken “dingiltos” oyunu oynanırdı. Büyük ortak ile küçük ortak (ebe) yani dövülecek
çocuk bir örtünün altına yatırılırdı. Büyük ortağın elinde bir sopası olurdu. O zaman beyzbol sopası
bilinmezdi. Sıradan bir kazma sapı olabilirdi. Büyük ortak, örtü dışındaki eliyle sopayı ebeye vururdu.
Sonra örtü açılır, “ kim vurdu?” diye sorulurdu. Ebenin aklına büyük ortağı gelmezdi! Bilemezdi!
Ebeliğe yeniden yatar ve büyük ortağın sopasını yerdi!..Oyun böyle sürerdi!..
Sonunda ebe çocuk cıllızır, ya da yoz eşek suyu getirene kadar dayağı yerdi! Dayağı ortağından, ihanetten yediğini bir türlü anlayamazdı!
Kötü niyetlilere göre, büyük ortak Karabaşkan sopa göstermiş! Dayağı da biz yiyoruz!
Sonra Bayan Clinton geliyor, bizi sevindiriyor! “ PKK'yı istemiyoruz! ” diyor. Öyle ya ABD ile
birlikte savaşıyoruz! Şemdinli, Hakkari Türkiye'de! Amerika'da değil ki!.
Kimse dile gelip sormuyor mu? Sınırın beş km ötesinde üsleri var! Oradan gelip bizi vuruyorlar!
Karakollara baskın veriyorlar! Yolları mayınlıyorlar! Şemdinli'de kurtarılmış alan açmak istiyorlar! Onlarca yıldır savaşıyoruz.
Bu nasıl ortak savaştır? Üsleri vurmaya engel olursunuz! Terör bitmez!
Sopa kimde, kim vuruyor, nasıl vuruyor biliyoruz! Bu nasıl bir “dingiltos” oyunudur?
Hadi Eşbaşkanlık vurmamıza engeldir! Peki Başbakanlık niye vurdurmaz?
Bir koltukta iki karpuz! Sığmaz! İki karpuz da kırılır.
Eşbaşkanlık karpuzunu biz koymadık! O bizim karpuz değil!
Belki bayan Clinton, bu karpuzun kimin karpuzu olduğunu bilir.
Bizim jet uçağı resmen güme gitmiş! Neden düştüğünü bile bilmiyoruz!
Başkan Esad, “ biz vurduk!” diye böbürlenmiş! Karavana atmışlar meğer!
Uçakta vuruk izi yokmuş! Palavracı Esad!.. Ama uçak düştü!..
Bizim uçağın “ işletme programı” ABD'den! Uçağın sistemini kilitleyip düşmesine sebep
olunmuş mudur? Öteki uçakların da programı ABD'den. Bir kısmını İsrail firması modernize etti!
Onlarda da benzer program kilitlenmesi olabilir mi?
Yani bir vuruşmada, tetik çekmeden bizim uçaklar “ yerde, havada mevta “ olur mu?
Olur! Bal gibi olur diyenler var!
Emperyalizmin dostu, müttefiği yoktur! Çıkarları vardır!
Çıkarlarında kararlı ve kıskançtırlar!
Ne dost bilirler, ne ortak tanırlar! Vururlar!
Çıkarı gerektirirse ve gücü yeterse, bölüverir karpuz gibi canım memleketi!
Eşbaşkan bile kurtaramaz! Kaleyi içeriden vururlar! Suriye'de olduğu gibi..
Bayan Clinton gelmiş! ABD Dışişleri Bakanı. Hayırlara vesile olur inşallah!
Şimdiye kadar hiç olmamış!..
Suriye'ye girmeyin!” demiş.
Elma dalda, kız bahçede!” ne aceleniz var demiş!.
Emperyalizm doğrusunu bilir! Kendi doğrusunu!..
Ülkenin bilenlerine Eşbaşkan sormuş: ” Çapın ne, gramın ne?”
Bu çap ve gram işi mühim olmalı! Herkes ölçtürmeli!
Dingiltos oyunu sürüyor!
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK

7 Ağustos 2012 Salı

TEVRAT İTTİFAKI

TEVRAT İTTİFAKI”
Biz Nato'ya 1952' de girmiştik.
Sovyetlerin Türkiye'den zorba istekleri var diye girmiştik!
Şimdi biz Nato'nun Güneydoğu kanadıyız.
Yaptıklarımızın Nato ile bir ilgisi yoktur!
ABD, Ortadoğu'daki enerji merkezlerini denetim altına almak istiyor.
Bunun için Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi'ni geliştirmiş. Hani sayın Erdoğan'ın
Eşbaşkan olduğu proje! Bu bir Nato projesi değil!
Ya kimindir? Nato'nun büyüğü, Amerika Birleşik Devletleri'nin!
Enerji bölgelerini denetimi altına alacak! Hem enerji darlığı çekmeyecek, hem de
Çin gibi rakiplerinin enerji alımını denetleyecek! Amacı bu!
Bölgede küçük küçük, korumasına muhtaç “Yeşilkuşak devletleri” olsun istiyor!
Bunun için “Arap Baharını” mevsimsiz getirdi. Kaddafi gitti! Tunus'da diktatör Ali
gitti! Mübarek, ipte sallanmak üzere!
Yerlerine demokrasi adına “Müslüman Kardeşleri” getirdiler.
Şimdilik açık yeşil örtülüler! Gelecekte koyu yeşil olurlar!
Arap Baharı'nın demokrasi ürünleri bunlar!.
ABD ile işbirliğine bunlar yanaşmış!
Zaten yüz yıldan beri, yeraltında örgütlüydüler!
Şimdi Suriye, Esad'la direniyor!
Yakında orada da Müslüman Kardeşler hükümet olacaktır.
Başka devletçikler de olacaktır.
Irak'ta iki milyon Müslüman telef olurken, Sayın Erdoğan'ın kılı kıpırdamamıştı.
Suriye'ye sıra gelince birden bire “halkına zulüm eden, öldüren Esad'ı” keşfetti!
Al gülüm, ver gülüm gitti! “Muhaliflerin” koruyucusu kesildi!
Suriye'nin kuzeyinde “Kürt Devleti'ni” kucağına koyuverdiler!
Şemdinli'de, Hakkari'de yeni bir “Kürt isyanı” kucağına verildi!
Sınırın bitişiğindeki şer odaklarını vurmasına izin çıkmadı!
Tevrat ittifakı rengini belli etdi! Anlamadı mı?
Ayağına eren su, aklını başına getirmedi mi?
Gerçeklerin iğnesi batmadı mı?
Bir kısım medya “kansız bölünmeden” söz ediyor..
Sıtmaya razı etmek için, “ölümü” gösteriyorlar!
Ülkenin bölünmesine razı gelinirse, “darbe yapabilecekler” hapisle,
tutuklamayla ve Yaş'la safdışı edildiler. Öyle mi?
ABD darbeden onları koruyacak, onlar da Eşbaşkanlık görevini yerine getirecekler!
Öyle midir? Durup dururken darbeden niye korkulur?
Hesapta korkulacak şeyler mi var?
Leyla Zana, “ Sorunu Tayyip Erdoğan'ın çözeceğini inanıyorum!” derken, çözüm
olarak neyi kararlaştırdılar? Kötü ile daha az kötü arasında bir seçim mi yapılacak?
Hilmi Paşa,“Egemenlik kavramı değişmiştir” sözüyle neyi kastetmişti?
AKP iktidarını pekiştirdikçe, Ordu Kemalizm'den vaz mı geçecekti? Türk Anayasası'ndan
laiklik ve Türk adı çıkarılacak mı? Hesap bu mu?
Seçimlerin erkene alınmasından söz edilmeye başlandı. İşler kötüye gidiyor anlaşılan!
Mostrası çıkmadan, yine birkaç yeyinti torbasıyla, oyları toplamak istiyorlar!
Halkımız uyanır mı? Türk Baharı da yeşillenir mi?
Meşeler güverirken, aziz halkım da kış uykusundan uyanır mı?
Sağlıcakla kalın....
 Hasip ÖZTÜRK