29 Ocak 2016 Cuma

SIĞINMACILAR

    
Türkiye'de şu anda azından 2.5 milyon sığınmacı Suriyeli var.
7.5-8 milyon kadar da potansiyel sığınmacı hazır bekliyor denebilir.
Türkiye'deki sığınmacıların en büyük kesimi Şanlıurfa 378.000, Hatay 364 000,
İstanbul 357 000, Gaziantep 325 000, Adana 135 000, İzmir 83 000, Ankara 51 000 vb.
yaşamaktadır.Kalan 700 000 kişi de yurdun çeşitle yerlerine dağılmıştır. Başta Mersin,
Kilis, Mardin, Bursa ve İzmir illeridir.
Suriyeli sığınmacıların erişmediği yer yok gibidir.
En çarpıcı olanları Ege Sahilleri ve Trakya'dır.
Belki sayıları burada çok fazla değildir. Ama Avrupa'ya erişme konusunda canları
bahasına bir çabaları var. Kış mevsiminde, dalgalı denizde uyduruk şişme botlara,
uyduruk can yelekleriyle doluşmaktalar. Resimlere ve görüntülere bakıldığında yanyana
sıkışmış insan kalabalığının ölüme gittikler aşikardır. Denizdeki dalganın, çırpıntının
içlerinden bir kaç kişinin dengesini bozması, tümünün denize dökülmesine yeter!..
Yüzme bilseler bile, soğuk ve dalgalı denizde bunun bir önemi yoktur..Soğuk suyun şoku ile kayıplar artmaktadır. Ayrıca Yunan adalarına geçmek isteyenlerin çoğu kadın
ve çocuklardır. Ölüm oranı yüksektir. Ölümüne bir Avrupa'ya çıkarma savaşımı yaşanıyor!
Avrupa ve AB, sığınmacılara iyi gözle bakmıyor..Serada yaşar gibi yaşamak istiyorlar!
Münferit taciz olaylarını abartarak yansıtıyorlar. Halkın sığınmacılara, acımasız bakışını artırıyorlar! Aynı halkın baskısıyla, sığınmacıları, ilk eriştikleri Türkiye'ye boca etmeye
çalışıyorlar. Aylardır gizli ve açık pazarlıklar sürmektedir. Avrupaya her nasılsa erişmiş
bulunan sığınmacılar arasından seçim yapıp, gerısini Türkiye'ye iade edecekler. Hatta
bir miktar para vererek, Türkiye'nin direncini kırmak istiyorlar. Üç milyar euro rakamı
dolanıyor. Bu rakam Türkiye'nin cebinden harcadığı tutarı bile karşılamaktan uzaktır.
Bu sığınmacıların daha ne kadar Türkiye'de kalacağı belirsizdir. Suriye'deki yıkım-
lar nasıl düzeltilelcektir? Kim yapacaktır? Parasını kim karşılayacaktır?
Türkiye tek başına sığınmacılar için kabaca 7-8 milyar dolar harcama yapmıştır.
BM'nin, AB'nin, Arap Birliği'nin bu giderlere katkısı sınırlıdır. Kimse bulaşmak
istemiyor. Türkiye'yi coğrafya yazgısı ile başbaşa bırakıyorlar. Belki de Türkiye'nin Suriye'nin iç savaşının çıkması ve alevlenmesindeki rolünden ötürü cezalandırıyorlar.
Suriye'nin kuzeyinde Akdeniz'e çıkacak Kürt Bölgesine evet demeye zorluyorlar!
Suriye'nin iç savaşı bizim savaşımız değildir. Sonucundan bekletimiz yoktur.
Aksine Arap dünyası ve komşularla alaşverişimiz durmuştur. Sınır ticareti bitmiştir.
Tırlarımız güvenli yol bulamadığı için sefere çıkamıyorlar. Geleneksel ürünler alıcısız
kalmıştır. Halk ekonomik zorluk yaşamaktadır.
İnsan olarak, komşudaki yangına ilgisiz kalamayız! Ancak bütün yükü yüklenmek
zorunda değiliz. Görünen o ki, sorumlu ülkeler, yükü Türkiye'nin üzerine yükletmekte
kararladır..Savaşın sonucundan çıkar uman ülkeler herşeyden habersiz davranıyorlar.
Cenevre'de toplanacak Suriye Uzlaştırma toplantısı yeniden ertelenmiştir. Biz
PYD'nin (Suriye PKK'sı) toplantıda temsiline karşı çıktık. Öte yandan Türkmenlerin
temsiline de arka çıkmadık.
Yeni bir Suriye kurulurken, Türkmenler'in yerinin sağlama alınmasına arka çıkmalıydık..
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com hasipozturk@hotmail.com

22 Ocak 2016 Cuma

“VEKALETEN SAVAŞ”


Hükumet sözcüsü, Sultanahmet Meydanı'ndaki canlı bomba olayından söz ederken
'vekaleten savaş'tan yakınmıştı. Açıkçası birileri başkaları hesabına savaş yapıyor dedi..
Vekaleten savaş yeni bir kavram değildir. Belki Türkiye'de ilk kez adıyla söylendi.
Ortadoğu'da kimin kime dost, kime düşman olduğu belli mi? Herkes birbirine vuru-
yor, öldürüyor, topraklar boşaltılıyor! Bunlar 'batı'nın yeni savaş yöntemidir. Ortadoğu halklarını birbirini kırdırıyor! Vaktiyle Kissinger '3. Dünya savaşı olacak! Hıristiyanlarla Müslümanlar savaşmayacak; Müslümanlarla, Müslümanlar savaşacak!' demişti..Adamın söyledikleri yaşanıyor. Batı'nın ve Siyonizmin yeni yöntemi bu...
Müslüman ülkelerin altında depolanmış 'enerji kaynaklarını' batı bedavaya alsın
diye vekaleten savaşlar yapılıyor! Batı, Müslümanların petrolüne bedavaya konacak, hem
de onları birbirini kırdıracaktır. Nedir kavganın sebebi 'Benim mezhebim, senin mezhebini döver!' diyen, silahı kapıp birbirini kırıyor!.. Bunun adı bağnazlıktır.
Ortadoğu vekaleten savaşanlarla dolu! Bunlar Türkiye'ye de sıçrıyor! PKK terör
örgütü kırk senedir Türkiye'nin içini oyuyor! Türkiye'yi bölmek için çabalıyor. Onları
kim besliyor? En yakın 'Stratejik Müttefiklerimiz!' Yakın ve dindaş komşularımız! Bölge
hakimiyeti için, bizim küçülmemizi ve güçsüzleşmemizi umanlar arka çıkıyorlar!
Türkiye, Irak hudutları içindeki PKK merkezlerini vurmak için niçin ABD'nin iznini
almak zorundadır? ABD 'vekaleten savaşcılarını' korumak istediğinden.
Türkiye, Suriye ile ' ballı börekli dost' iken, birden ne diye, Esad kanlı Esed oldu?
Suriye'nin en yakın komşusu ve dostu iken ne diye ' iç savaşın' destekçisi oldu. Vekaleten savaş için! ABD ve dostlarının çıkarı, Suriye'nin parçalanmasından geçiyordu. Sonra sıra
Türkiye'ye gelecekti! Türkiye 'sarı öküzü' kaptırınca, kendi öküzünü koruyamayacaktı!
Suriye'nin kuzeyinden açılacak topraklar Akdeniz'e açılacaktır. İran'dan, Irak'tan
ve yeni kurulacak Kürdistan'dan çıkacak petrol, Akdeniz'e akacaktır! Batı zorunlu ihtiyaç
duyduğu petrolü sağlama alacaktır! Bedelini Ortadoğu halkları ve Türkiye ödeyecektir!
Türkiye'yi yönetemeyenleri yönetenler var! Arada bir terör olayları ile terbiye etmeye çalışıyorlar. Sözümüzü dinlemezseniz, başınıza geleceklerin en hafifi bunlardır diye
destur veriyorlar! Yıllardır, ülkede yönetimi elinde tutanların yakınmaya hakları yoktur!
Bunlar hep yazıldı, söylendi! Bildiklerini okudular! Uyarıları zorbalıkla tehdit ettiler!
Haklarında 'kumpaslar' kurdular. TSK'nın yöneticilerini hapislere tıktılar. Gazetecileri,
ağzı laf edenleri, kitap yazanları, daha basmadan, hapislerde çürüttüler!
Baş edemeyince 'aa bunlar Paralel Yapı'nın eseri!' diyerek samur kürkü kendi
paralelleri üstüne atıverdiler! Ülke'de 'paralel' arayışları sürmektedir.
Hükumet Sözcü'sünün işaret ettiği gibi bunlar 'Vekaleten Savaşın' parçalarıdır.
Akademisyenler bildiri yayınlamışlar! İfade özgürlüğünün olduğu her ülkede bu
olağandır. Alışılmışın dışındaki görüş ve kabullere de destek verebilirler..Buraya kadar
kara kaplı kitaba aykırılık yoktur. Ama Hükumetin ve C. Başkanı'nın tepkileri katlanılır
gibi değildir. Bu Akademisyenler PKK'nın sokak savaşından, silah, patlayıcı yığmaların-
dan; sokak savaşı planlamalarından hiç söz etmemişler. Onların yarattığı kıyım,yıkım ve
kamu düzeni ihlallerinden hiç söz etmemişler. Kınamamışlar bile!
Türkiye devletinin 'kıyımından', 'yıkımından' ' halkı ezmesinden' yakınmışlar! İnsan
hakları ihlallerinin durdurulmasını; derhal düzeltilmesini istemişler. Kürt Sorunu' nun çözümü için bir yol planı yapılmasını istemişler..
Türk halkının çoğunluğu böylesi yaklaşımlara prim vermez! Destek vermez! Ama
fikrini bildirdi diye insanları göz altına almaz, işinden gücünden etmez. Vatana ihanet
etti bu bölücüler diye asmaya kalkmaz.
Bunlar da vekaleten savaşın parçasıdır. Bunlara öfke seli gösterenler de..
İğne ve çuvaldız burada gereklidir.
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK

Saliyazilari.blogspot.com, hasipozturk.hotmail.com  

21 Ocak 2016 Perşembe

BAŞARAMADIK


Hatip Dicle (D.T.K. Başk) “ Başaramadık! Hepimize yazık!” demiş.
“Başaramadık!” cümlesi içinde neler var?
Dicle'ye göre 'Halkımıza barış sunamadık!' diyor..
Kırk yıldır süren bir savaş var. PKK adıyla, T.C'ye karşı sürdürülen savaş!
Bağımsız bir Kürt Devleti'ne, ya da Özyönetim'e erişme amaçlı bir savaş!
Türk halkından kabaca kırk bin kişinin ölümüne ve binlerce kişinin sakat kalmasına; yüz milyar dolarlık zarara mal olmuş bir savaş. Halen bu müzmin savaş Sur'da, Silopi'de, Cizre'de, Çınar'da vb. sokaklar kazılmış, tuzak bombalar konulmuş ve beledi hizmetlerin
halka erişmesini engelleyen bir savaş olarak sürmektedir.. Halk rehin alınmıştır. Güvenlik güçlerine karşı silahlı şehir gerillası terörü uygulanmaktadır..
Başaramadık diye yakınanlar, bu 'şehir gerilllası' savaşının amaca varamayacağının farkındadır. Karların eriyeceği nisan ayından itibaren 'kır gerillasınının' düze ineceğini,
hatta metropollere savaşı yayacağından endişe (!) etmekteler!.
Artık bu iş bitirilmelidir!
Dünyada hiçbir hükümet topraklarının bir kısmının silahlı çetelerce işgal edilmesine,
pazarlık için pey sürmesine katlanamaz! Türkiye işi ciddiye alıp işi kökten bitirmelidir.
Kol bastı haline düştükten sonra ' eşek pazarlığı' yapılmaz!
Türkiye'yi yönetenlerin bu işte veballeri vardır. Seçimde Kürt oylarının alabilmek
için mücadeleyi ertelediler. Gizli siyasi pazarlıklar yaptılar. HDP seçimlere parti olarak
değil de bireysel-bağımsız adaylar olarak girseydi, durum başka olacaktı. Parti olarak
girmeleri ve oyların çoğunu almaları ilk kırılma noktasıdır..
Masaların devrilmesi vs. hep bundan ötürüdür..
HDP Türkiye'nin 25 bölgeye bölünmesini öngören; meclisi, geliri ve bağımsız yapısı
olan 'Yerel Yönetim Reformu Yasası'nın öngördüğü çözüme bile eyvallah diyormuş. Bu
yasa Sayın Sezer tarafından veto edilmiş. Hükümet onlara Türkistan modeli teklif ediyor-
muş! Yani iş modele kadar belirlenmiş!..
PKK terör örgütünün yürütüğü savaşı, Büyük Ortadoğu Projesi'nden soyutlamak kabil
değildir. ABD, AB gibi batının emperyal güçleri Ortadoğu'da Türkiye gibi güçlü bir devle-
ti istemiyorlar. Toprak ve insan kaynaklarını bölmek istiyorlar. Proğramın içindeki Libya, Tunus, Mısır, Irak ve Suriye gibi ülkelerin hali ortadadır. Hepsi de birer petrol ülkesidir.
Ayakta duracak halleri yoktur. Hepsi iç savaş modundadır..
ABD, bölgede İran'ın zincirlerini çözmüştür.
Yüz milyar dolarlık mal varlığı üzerindeki blokajı kaldırmıştır. İran yıllık seksen milyar dolarlık petrol geliri, seksen milyon nüfusu ile Ortadoğu'nun ortasında bir tehlikedir!
Şimdiden Sudi Arabistan ile soğuk, Yemen'de sıcak savaş halindedir. ABD çıkarları için tehlike olmaktan çıkmış mıdır? Canavar olarak birilerinin üstüne mi sürecektir?
Pertolün varil fiyatının en düşük düzeye indiği bir dönemi yaşıyoruz. Yani dünya
yaşıyor, biz henüz yaşamıyoruz! Bu kadar düşük petrol gelirleriyle İran'ın şahin olması
umulamaz! Keza petrol gelirlerinin bu denli düşüşü Rusya'yı da terbiye edecektir!
Düşük petrol fiyatlarıyla yeni bir düzen mi hazırlanıyor?
Evet! PKK'nın yarattığı savaş kaybedilmiş bir savaştır! Ne ülkeye, ne halklara barış
getiremez. Eli silahlı, ABD koruması altındaki bir çete ile barış zaten olmaz.
Doğru, başaramadınız! Devletin ve Türk halkının Kürt halkıyla bir savaşı yoktur.
Yorgana ağmış pireleri bir an önce def edin de bu çekişme bitsin artık!
Sağlıcakla kalın..                                                                                   . Hasip ÖZTÜRK

Salıyazılari.blogspot.com (hasipozturk@hotmail.com

15 Ocak 2016 Cuma

VEKALETEN SAVAŞ


Hükümet sözcüsü, Sultanahmet Meydanı'ndaki canlı bomba olayından söz ederken
'vekaleten savaş'tan yakınmıştı. Açıkçası birileri başkaları hesabına savaş yapıyor dedi..
Vekaleten savaş yeni bir kavram değildir. Belki Türkiye'de ilk kez adıyla söylendi.
Ortadoğu'da kimin kime dost, kime düşman olduğu belli mi? Herkes birbirine vuru-
yor, öldürüyor, topraklar boşaltılıyor! Bunlar 'batı'nın yeni savaş yöntemidir. Ortadoğu halklarını birbirini kırdırıyor! Vaktiyle Kissinger '3. Dünya savaşı olacak! Hıristiyanlarla Müslümanlar savaşmayacak; Müslümanlarla, Müslümanlar savaşacak!' demişti..Adamın söyledikleri yaşanıyor. Batı'nın ve Siyonizmin yeni yöntemi bu...
Müslüman ülkelerin altında depolanmış 'enerji kaynaklarını' batı bedavaya alsın
diye vekaleten savaşlar yapılıyor! Batı, Müslümanların petrolüne bedavaya konacak, hem
de onları birbirini kırdıracaktır. Nedir kavganın sebebi 'Benim mezhebim, senin mezhebini döver!' diyen, silahı kapıp birbirini kırıyor!.. Bunun adı bağnazlıktır.
Ortadoğu vekaleten savaşanlarla dolu! Bunlar Türkiye'ye de sıçrıyor! PKK terör
örgütü kırk senedir Türkiye'nin içini oyuyor! Türkiye'yi bölmek için çabalıyor. Onları
kim besliyor? En yakın 'Stratejik Müttefiklerimiz!' Yakın ve dindaş komşularımız! Bölge
hakimiyeti için, bizim küçülmemizi ve güçsüzleşmemizi umanlar arka çıkıyorlar!
Türkiye, Irak hudutları içindeki PKK merkezlerini vurmak için niçin ABD'nin iznini
almak zorundadır? ABD 'vekaleten savaşcılarını' korumak istediğinden.
Türkiye, Suriye ile ' ballı börekli dost' iken, birden ne diye, Esad kanlı Esed oldu?
Suriye'nin en yakın komşusu ve dostu iken ne diye ' iç savaşın' destekçisi oldu. Vekaleten savaş için! ABD ve dostlarının çıkarı, Suriye'nin parçalanmasından geçiyordu. Sonra sıra
Türkiye'ye gelecekti! Türkiye 'sarı öküzü' kaptırınca, kendi öküzünü koruyamayacaktı!
Suriye'nin kuzeyinden açılacak topraklar Akdeniz'e açılalcaktır. İran'dan, Irak'tan
ve yeni kurulacak Kürdistan'dan çıkacak petrol, Akdeniz'e akacaktır! Batı zorunlu ihtiyaç
duyduğu petrolü sağlama alacaktır! Bedelini Ordoğu halkları ve Türkiye ödeyecektir!
Türkiye'yi yönetemeyenleri yönetenler var! Arada bir terör olayları ile terbiye etmeye çalışıyorlar. Sözümüzü dinlemezseniz, başınıza geleceklerin en hafifi bunlardır diye
destur veriyorlar! Yıllardır, ülkede yönetimi elinde tutanların yakınmaya hakları yoktur!
Bunlar hep yazıldı, söylendi! Bildiklerini okudular! Uyarıları zorbalıkla tehdit ettiler!
Haklarında 'kumpaslar' kurdular. TSK'nın yöneticilerini hapislere tıktılar. Gazetecileri,
ağzı laf edenleri, kitap yazanları, daha basmadan, hapislerde çürüttüler!
Baş edemeyince 'aa bunlar Paralel Yapı'nın eseri!' diyerek samur kürkü kendi
paralelleri üstüne atıverdiler! Ülke'de 'paralel' arayışları sürmektedir.
Hükümet Sözcü'sünün işaret ettiği gibi bunlar 'Vekaleten Savaşın' parçalarıdır.
Akademisyenler bildiri yayınlamışlar! İfade özgürlüğünün olduğu her ülkede bu
olağandır. Alışılmışan dışındaki görüş ve kabullere de destek verebilirler..Buraya kadar
kara kaplı kitaba aykırılık yoktur. Ama Hükumetin ve C. Başkanı'nın tepkileri katlanılır
gibi değildir. Bu Akademisyenler PKK'nın sokak savaşından, silah, patlayacı yığmaların-
dan; sokak savaşı planlamalarından hiç söz etmemişler. Onların yarattığı kıyım,yıkım ve
kamu düzenini ihlallerinden hiç söz etmemişler. Kınamamışlar bile!
Türkiye devletinin 'kıyımından', 'yıkımından' ' halkı ezmesinden' yakınmışlar! İnsan
hakları ihlallerinin durdurulmasını; derhal düzeltilmesini istemişler. Kürt Sorunu' nun çözümü için bir yol planı yapılmasını istemişler..
Türk halkının çoğunluğu böylesi yaklaşımlara prim vermez! Destek vermez! Ama
fikrini bildirdi diye insanları göz altına almaz, işinden gücünden etmez. Vatana ihanet
etti bu bölücüler diye asmaya kalkmaz.
Bunlar da vekaleten savaşın parçasıdır. Bunlara öfke seli gösterenler de..
İğne ve çuvaldız burada gereklidir.
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com, hasipozturk.hotmail.com

4 Ocak 2016 Pazartesi

ÇIKMAZ


Siyasetin kötüsü, çıkmaza saplananıdır..
Başkanlık sistemi çıkmaza girmiştir. İlgilisi 3. bir seçimi de gündeminde
tutabilir. Ülke üçüncü bir seçimi taşıyacak gücünü yitirmiştir.
Zaten seçime ne gerek var, fiilen başkanlık yapmaktadır.
Sayın Başbakan'ın gücü ve karizması buna karşı duracak çapta değildir.
Onca çözüm bekleyen sorunlar karşısında sadece güzel ve umutlandırıcı
nutuklar atmaktadır. Gücü daha ötesine yetmemektedir. İki başlılık, siyasetin çıkmazıdır.
Ülkenin çözüm bekleyen sorunları ayaklara dolaşmaktadır. Halkın gündemi
seçim değil geçimdir!..Ekonomi çıkmaza girmiştir..
Dış siyaset çıkmaza girmiştir.
Askerimizin Irak'da, eğitim için bulunması bile, neredeyse dünyayı tedirgin etti!
Irak Hükumeti, DAİŞ kalsın, Türk askeri gitsin diye çığlık atmaktadır. Onun ayağına
basanlardan biri İran'dır. Şiiliği koruma bahanesiyle Türkleri oradan kışalamak istiyor.
İran ve Irak'ın siyaseten çıkmaz sokaktadır..
ABD Başkanı Obama, Irak'dan askerinizi çekin diye açık baskı yapıyor. Rusya, Türklerin dünyada var olmasından (!) müştekidir! Sanki ilk kez görmüş gibi şaşkındır!
Ambargo altında iken Türkiye ile nefes almıştı! Şimdi kendisi ambargo uyguluyor.
Aslında kraravatın ince ucunu çekiştirmekle meşguldür! Çok sürmez nefes alamaz olur!
Bu Rusya'nın ve ABD'nin çıkmazıdır.
Arap Birliği, herkesin kalmasından, Türk askerinin çıkmasından yanadır! Arap
siyasetinin çıkmazı, Türk düşmanlığıdır.
Öte yandan Suudi Arabistan başkanlığında, İslam Terörle Mücadele Birliği kuruluyor.
Türkiye birliğe katılıyor. Daha otuzun üzerinde islam ülkesinin katılımı umuluyor. Diyanet
İşleri Başkanı Türkiye, İran ve Suudilerin, islam dünyasında ortak hareket etmesini tavsiye
etmiş! Şii, Laik ve Vahabilerin işbirliği! Bize göre hoş da, ötekilerin siyaseten çıkmazı var!
Aynı zat “İslam coğrafyası ve İslam Dini tarihin en zor sürecinden geçiyor.”(...)
Bu zorluğun en büyük sebebi siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik bütün sorunların dinin sırtına yüklenmesinden..” kaynaklanıyor demiş. İyi demiş. Günaydın mı demeli? Bunu geç kavramak da dini siyasetin açmazıdır..Dinin bunları üstlenmesi çıkmazdır.
Dinin olduğu yerde mezheplerin de olması kaçınılmazdır. Önemli olan bunların barış
ve hoşgörü içinde yaşamasıdır. Ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel sorunları dinin ve mezhep-lerin üzerine yıkmamaktır. Bunların çözüm yeri siyasettir! Aksine direniş çıkmazdır..
Sırbistan Devlet Başkanı “ Türkiye'nin Rus uçağını düşürmekle, Rusya ile Nato'yu
savaştırmak isetedi..” mealindeki beyanı, Türk siyasetçiler üzerinde soğuk duş etkisi yaptı.
Sırbisitan'dan bakılınca böyle görünmesi doğaldır. Doğu Akdeniz Rus ve Nato savaş filoları
ile doludur. Bir kıvılcım savaşı da doğurabilir. Aklıselim herkese gereklidir. Savaşmak siyasetin çıkmazıdır
Kürt siyaseti, Güney Doğu'daki ilçelerde kazılan hendekler içinde boğuldu! Artık
Türkiye partisi olma iddiası iflas etti. Özyönetim, özerklik, bağımsızlık gibi sesler bölücü
siyasetin çıkmazdır. Hele Rusya ziyaretinden dönüşte efelenmesi, kazıları sahiplenmesi, PKK'lilere destek çıkması; Kürt siyasetinin çıkmazıdır.
Türkiye Kürdünden, Kürdümüz de Türkiyesi'nden vazgeçmez! Aklınızı başınıza toplayın!
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com hasipozturk@hotmail.com