27 Haziran 2013 Perşembe

VAYT Sİ


Mersin'de 17.nci Akdeniz Oyunları, Sayın Başbakan R.T.Erdoğan'ın veciz
konuşması ile açıldı.
Akdeniz'i “Vayt Sii” diye bastırarak anması, belleklerde uzun yıllar kalacaktır!
Van Minut!”'den sonra siyasi ve edebi hanesine yazılacaktır!
Aleyhte gösteri yapacaklar girmesin çekincesiyle, açılış davetiyelerinin Müftülükler
ve AKP örgütü aracılığı ile dağıtılmış! Büyükşehir ve İlçe Belediyelerine protokol
dışında davetiye yollanmadığı, Mersin'de dillerdedir...
Açılışta “Vayt Si “ li konuşmalarıyla, hasret kaldığı alkışları bol bol tüketmiş!
Taksim Meydanı ve Taksim Sekisi halka yasaklandı!
Karanfil oylum oylum dese de halk oraya çıkamamış! Oraya toplananlar
halktan sayılmamışlar besbelli! Polis anonsu: “ Halka açık Taksim Parkı'nı
işgal edenler! ..” diyormuş. Sonra basıyormuş Toma suyunu, biber gazını!
Ardından “Allah Allah!” diye coplarla saldırıya geçiyorlarmış!
Halka açık parkta, halka açık dayak!
Onların Twetleri varsa, bizim Rabbiyesir'imiz var!” demiş.
Siyasetin paralanan lüğatına yeni bir eklenti! Rabbiyesir'de kırk yanlışı çıkmasa,
belki haklı olurdu!
Faiz Lobi'sine takmış!
Bu memleketi yıllardır faiz lobisi'nin sıcak parasıyla yönetmediniz mi?
Şimdi umacı görmüş gibi karşınıza almışsınız!
Memleketin kaymağını onlara yedirmediniz mi? Bet bereket kaldı mı?
Şimdi neden kızdınız?
Bankaların % 75 hissesi yabancılara vermediniz mi?
Yaşayan şirketlerin büyük kısmı yabancıların eline geçmedi mi?
Borsa'yı geçim kapısı yapanlar yabancılar değil mi?
İstediğiniz de buydu!
Çocuklar Taksim Sekisi'nde çadır kurdular diye mi öfkelisiniz!
İradenizi milli irade saymadıklarından mı?
- O çadırlarda kimbilir neler (!) yapmışlardır! Size ne?
- Camiye ayakkabılarıyla girmişler! Kocaman bir yalanmış bu!
- Cami'de içki içmişler! Allah Allah! İmam, müezzin aksini söyler!
- Ne diye kalabalıkların önünde, bunları hınç yaratacak biçimde yinelersin?
- Yalan olduğunu bile bile tekrarlarsın!
- Sana direnenlere karşı, yandaşlarının hıncını artırmak mı niyetin?
- Yanılıp sana oy verenleri, kanatlarının altında tutmak için mi?
- Ürküp başka kanatların altına sığınmasınlar diye mi korkutursun!
Korkunun sonu yoktur! İnsanlar birgün korkuyu aşarlar!
Tomaların sularına, polisin acımasız coplarına dayanırlar!
Biber gazına bağışıklık kazanırlar!
Görmediniz mi? İnsanlar işinden atılmayı göze alıyorlar!
Taşların üstünde yatıp kalkıyorlar.
Sabah olunca çevre temizliği yapıyorlar!
Neler yapabileceğinizi bile bile!.
Mesele üç beş ağaç meselesi değil herhalde!
Bugün gazeteler “ Polis Ormanı'ndan 13 bin ağaç kesilmiş!” diye yazdı.
Tabi ki bunlardan haberiniz vardır. Bunları bilmeden tek adam olunur mu?
Direniş olunca, birden “Alevileri” anımsayıverdiniz! Dedelere maaş verelim,
demeye başladınız! Para size çekici geliyor. Alevilere değil!
Cemevleri önündeki engelsiniz hala!
Bir de şunu merak ediyorum! T.D.K. Sözlüğünde “ Çapul,çapulcu” karşılığı
bir gecede “ düzeni bozan “ biçiminde dönüşüvermiş!
Nasıl oldu bu? Koca koca etiketli proflar filan, buna nasıl olur dediler?
Bir kelime için işlerinden olmak istememişler anlaşılan!
Korku herşeyin çaresi değil! Belli ki siz de korkuyorsunuz!
Bunların çaresi demokrasidir! Dünyanın sesine kulak verin!
Sokakların sesine kulağınızı tıkamayın!
Sağlıcakla kalın.... Hasip ÖZTÜRK

18 Haziran 2013 Salı

TAKSİM SEKİSİ


Sayın R.T.Erdoğan halktan beklemediği bir tokat yedi!.
Halk Taksim Sekisi'nde,' tek adam' değilsin! İstediğini yapamazsın!
Türkiye bir muz cumhuriyeti değil, demokrasi bu değil dedi!..
Anladı mı? Anlayacağını anladı! Öfkesi bundan! Hamurunda demokrasi yok!
Bunun demokratik bir uyarı olduğunu anlamadı!
Halka korku salarak, uyarıların yinelenmesini önlemeye çalıştı! Olmadı!
Biber gazı yükledi meydanlara, otellere, revirlere!.. Yetti mi? Yetmedi!
Taksim Sekisi, ya da Taksim Gezisi uğraşından, Türk Gençliği, tam not aldı!
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ndeki Türk Gençliği, sınavdan geçerli notu aldı!
Helal olsun onlara!
Aralarında örgüt yok, lider yok, kurmay yok, araç-gereç yok!
Ama örgütlü, disiplinli ve bilinçli bir toplum gibi heraket etmeyi başardılar!
Helal olsun Türk Gençliği'ne! Analarına, babalarına..
Ne diyor bir levhada: AKP'siz Din'e, CHP'siz Ata'ya, MHP'siz Vatan'a,
BDP'siz Kürt'e sahip çıkarız! Biz halkız! Bundan alınacak çok ders var! Partilere,
liderlere, siyasete çok uyarı var!
Sayın Başbakan “ Tencere tava, hepsi bir hava!” dedi. Türk Gençliği ile
Sayın Başbakan arasında en azından yüz yıllık zaman farkı var!
O , % 50'de takılı kalmış!
Öteki % 50'yi hesaba katmıyor!
Kendisini ' Milli İrade ' sanıyor ve saygı istiyor!
Saygı istenmez, hak edilir!
Yüzde ellinin oyu ile, öteki yüzde 50'nin saygısı ' Milli İrade'dir.
İstanbul'da bir Belediye var! Var mı? Başbakan kendisini Belediye Başkanı
sanıyor! O zamanda derdi buraya cami yapmaktı! Rant cini, şişeden çıkmamıştı!
Şimdi Taksim Sekisi'ne AVM yapmaya çalışıyor! Olmadı! Topçu Kışlası diyor.
O topçu kışlası ki, 31 Mart 1908'de yeniliğe karşı çıkan, gericiliğin sığınma yeriydi!
Topçu Kışlası yapma ısrarı, bu gericilik simgesini diriltmek midir?
Bırakınız burası yeşil kalsın! İnsanlar nefes alsınlar! Herşey rant değil!
Şehirlerin nefes alınacak yerlere ihtiyacı var! Öyle kalsın!
Belediye yeni ağaçlar dikmiş! Helal olsun! Yapılması gereken budur!...
Biber gazı yoğunlaşmasından, yörenin kuşları uzaklaşmış! Kedileri kayıp!
Sayenizde 4 ölü, 11 ağır yaralı var! Gözlerini yitirenler var. 7 500 kişi yaralı imiş..
Halkın gönlünü almayı, sakinleştirmeyi bilseydiniz, bunların hiç biri olmazdı!
Ama siz halkın güvenini kazanmak yerine, tek güç olduğunuzu kanıtlamayı yeğlediniz!
İradenize kimsenin karşı çıkmasını istemiyorsunuz!
Demokrasi bunun neresinde? Demokrasi ile bir alışverişiniz yok mu?
Onun yerine, Kazlıçeşme'ye 'bir milyon kişi' toplamayı, gözdağı vermeyi istedniz.
Gemileri, otobüsleri, raylı sistemi emirlerine tahsis ettiniz! İki yüz bin topladığınız söyleniyor!..
Taksim Sekisi'ne gelince, iskeleler kapandı, köprüler açıldı. Hatlı seferler iptal edildi!
Her sokağın başına polis diktiniz! Biber gazı sıktınız!..
Yine de kalabalık benim ardımda demek istediniz! Güdümlü kalabalık arkanızda!
Makarnacılar, kömürcüler...
Gönüllüler Taksim'de, Taksim Sekisi'nde! Gece-gündüz oradalar! Biber gazı
soludular! Polis copu yediler! Toma suyu içtiler! İşlerinden oldular! Fişlendiler! Gözaltı oldular! Yaralandılar, öldüler! Vazgeçmediler! İkisi bir midir?
Taksim'i devlet gücüyle kapadınız! Her yer Taksim, her yer direniş dediler!
Onlardan bunu kimse istemedi! Onlar Türk Gençliği! Gönüllüler..
Sizin devr-i iktidarınızda yetiştiler! Farkettiniz mi?
Yine de demokraside umut var!
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK

11 Haziran 2013 Salı

ÇAPULCULAR- SAKALAR


ÇAPULCULAR- SAKALAR
Çapul, i., Disiplinsiz birliklerin, gittikleri yerde yaptıkları yağma;
Çapulcu, s., Çapul yoluyla başkasının malını alan;” TDK, Türkçe Sözlük, 3.b,1959.
Çapul, i., Yağma, talan; Çapulcu, s., Başkasının malını alan, yağma, talan eden (kimse).”
TDK İlköğretim Okulları için, Türkçe Sözlük, Ankara, 2009.
Atatürk'ün isteği ile Orta Amerika'da ( Maya-Aztek bölgesinde ) Türkçe kelimeler
arayan, Meksika elçisi Tahsin Mayatepek, Çapultepek adında bir tepe adına rastlamış.
Çapul-tepek! Çapul yapılan tepe! Binlerce yıl evvelinden Türkçe oraya gitmiş! Atatürk de
Tahsin Bey'e Mayatepek soyadını, bu vesile ile vermiş!
Çapul sözü pek aykırı gelmedi!
Sayın Başbakan, Taksim Sekisi'nde eylem yapanları aşağılamak için 'çapulcular' demişti!
Görüldü ki herkes 'çapulcu' olmuş! Türkiye'nin hemen her yanından 'Çapulcuyum!' diyenlerin
eylemleri sürüpgider!. İşin garibi, çapulcu denilen eylemcilerin talanla, yağma ile ilgileri yoktur!
Aksine çapula yönelen fırsatçıları ve uçtakileri engelliyorlar Çapulcu adından da gocunmadılar!
Sayın Başbakan'ın tanısı da, hitabı da yanlış düşmüş!
Tarih Türksoylu, atlı, bozkır halkını bize İskitler diye tanıtmıştı. Temirkapı'dan İran toprak-
larına girmişler! Çağın modasına uyup (!) yağma-talan yapmışlar! Eski İran dilinde bunlara
Saka-Sakalar denilmiş! Saka, çapulcu demekmiş! İki bin seneden beri, biz de onları Sakalar
diye biliriz! Yani atalarımız İskitler, resmen Çapulcu imiş! Peki Sykit, İskit adı ne demeye gelir?
Bir bilen var mı?
Tarihe bakılırsa “çapulcu” öylesine incitici değil!
Herkes çapulcu olup çıktı! Kimseye aykırı gelmedi!
Sayın Başbakan ülkeye öfkeli döndü!
Fas Kıralı yüz vermemiş! Önemli değil! Programda yoktu zaten der geçeriz!
Ama iddialı bir Müslüman Başbakanın, Fas gibi Müslüman bir devletin Kralı tarafından
hararetle ve öncelikle kabulü umulurdu! Olmamış besbelli!..
Ülkenin kredisi artarken, onun kredisi düşmüş! Yıldızının feri kaçıyor anlaşılan!
Biz Kıral'dan daha iyi bilecek değiliz ya! Öfkeli geldi!..
Ötekiler, berikiler diye yaftalamaya başladı!
İstersem bir milyon kişiyi meydanlara dökerim diye meydan okudu!
Ucundan da başladı! Mersin'den Ankara'ya gelinceye kadar, her molaya bir miting
sığdırdı! Hızını alamamış ki, yeni mitingler planlıyor! Meseleyi anlamamış anlaşılan!
İki özür, halkın “gazını” alırdı! Alamadı! Sindirememiş! Zorluyor!..
Hala “On iki ağaç kestik!” diye yakınıyor. İki milyar ağaç diktim, çevreciyim diyor!
Sayın Başbakan kışkırtmanın dozunu kaçırdı! Türkiye'nin değerlerini örseledi! Ülkeyi
yoktan var edenlere “ ayyaş!” dedi. Ölenleri hayırla anın ki, sizi de hayırla ansınlar! İlke bu!
Padişahların, sadrıazamların, şeyhülislamların arasında “ayyaş” yok muydu?
Ne karışırsın el alemin içkisine? Ana Muhalefet liderine de “ Alevi” deyip çıktı! Kime ne yahu!
Türk milletinin parçalarını bir bir saymaya bayılıyor! Ne gereği var ayrıştırmanın?
Özgürlük diye “ baş bağlamayı” biliyor! Özgürlük diye bunu söylüyor!
Ululemre itaat da var! Niye söylemez? Milletin “Sabır taşını “çatlattı!
Eskiden buna “ ayranını kabarttı” derlerdi.
Milletin kendine oy veren % 50'si ile oy vermeyen % 50'sinı kapıştırmak ister gibi!
Eski dostu, yakın düşmanı “Başkan Esed “ de tezgaha böyle getirilmedi mi?
Suriye'de iç savaşın çıkmasında katkısı, vebali yok mudur?
Kimin ekmeğine yağ sürüyor?
Tarih gözümüzün önünde yineleniyor! Esedleşme'nin sırası mı?..
Sağlıcakla kalın.... Hasip ÖZTÜRK

4 Haziran 2013 Salı

BENLİK ŞİŞMESİ

Kibrine erişilmiyor! Dediği dedik. Kimseleri dinlemiyor.
Meclis desen, vekiller ağzına bakıyor! Üç sandık konulur dedi ya! Yeniden
seçilmeyi, yaşamı için olmazsa olmaz görenler, aporta geçtiler! Ne dese itiraz yok!
Mahkemeler, ağızına bakar oldu! Kim dişini gösterirse, tebessüm ediyor olabilir
demeyip, uyduruk bir soruşturmayla, atanıveriyor! Arada durdurma kararı verenler
yürekliler de var! Onların atanması da yakındır!...
Almanya Deniz Feneri soruşturmasını bitireli çok oldu! Hükmün infazı bitiyor!
Türkiye'de, zamanaşımına uğratılacak! Ucu birine dokununca, savcılar hapse düştü!
Berat ettiler ama, yerlerine gelen savcılar zanlıları tahliye etti! Suçlama eften püften iddialara
bağlandı. Devlet belki de onlardan özür dileyecek..
Diyorsun ki, bunlar ideolojik! Yerden göğe kadar haklısın! İdeolojiktir!
'İki ayyaşın' yaptığı meşru oluyor da, “inancımın gereğini yaptım! Niye meşru olmasın..
diye efelenmişsin! Haklısın bunların tümü ideolojiktir!
Laik, hukuk devletinde yasalar “inançların gereğine göre” yapılmaz! İhtiyaçlara göre
yapılır. Genel ve objektif olurlar!..
Müslümanım diyenlerin bile inançları homojen değildir! İnancın 'kaynağı' ümmetim 72 bölüğe
bölünecek demiş! Irak'da, Suriye'de, Afganistan'da müslüman müslümanı doğruyor!
72 bölüğün, hangisinin inancına göre yasa yapıyorsun? Televizyonlara çıkıp övünürsün!
Egon şişmiş! Şişirilmiş! Patlama noktasına gelmiş! Hayra alamet değil bu! Demokrasilerde şişkin
egolara, benlik şişmesine yer yoktur! İnanca göre siyaset de olmaz..
Elli kişinin oyunu almakla övünme! Öteki elli kişinin oyunu alamadın!
Demokrasi, oyunu alamadığım öteki elli kişinin saygısını kazanmaktır!
Bu ülkenin, bu milletin en değerli kişilerine “ ayyaş” demeye utanmadın!
Bu tavrın tamamen ideolojiktir! Bu söz Türkiye'ye, Türk Milletine hizmet etmez!
Diktatörleri kendi geçmişlerinde 'arasınlar' demişşin!
Geçmişleri açık ve ortadadır! Bu sözün tamamen ideolojiktir!
Bardağı taşırdın! Şişkin egonla, ölçüsüzlüğünle bardağı taşırdın!
Halkı “gaza” getirdin!..
Copuna, tazyikli sularına, biber gazına, portakal gazına aldırmadılar! Korku duvarını aştılar!
Artık bu halkı korkuyla yönetemezsin! Sindiremezsin! Copla, tazyikli su ile silemezsin!
Polis şiddetiyle susturamazsın! Orası aşıldı! Onlar da bu halkın çocukları, akşam evlerine gidiyorlar!.
İki ağaç kestik diye çarpıtma! Mesele senin balon yapmış kibrin! Şişkin egon!
Halka sevimsiz gelen ideolojin!
Türkiye'nin geleceği, kimliği!.. Birlik ve bütünlüğü! Bunlar tehlikede!
Cumhuriyet imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir halk projesiydi! Kökü ne olursa olsun,
Ne Mutlu Türküm Diyene” diyerek bütünleşmişti! Tabi ki ideolojikti. Amaç bir bütün
yaratmaktı! Bir Millet yaratmaktı! Türk Milleti'ni!...
Derdin ne senin? Hergün Kürdü, Çerkezi, Boşnağı.. diye tespih edersin?
Bunlar daha ilk günden Türkiye'yi seçtiler! Türk Milletini seçtiler! Bu yurdun, bu milletin bireyi
olmayı seçtiler! Hepsi Türk milletinin naçiz bir ferdi olmaktan gurur duydular!
Ayrılık tohumları saçmanın gereği ne? Yaptıklarınız tabi ki ideolojiktir. Bu yabancı ideolojileri,
anlamayız! Saygı duymayız!..
Yıllar önce Taksim Sekisi'ne “Cami” yapacağım diye dayattın. Yapamadın! Şimdi Topçu Kışlası
diyorsun! 31 Mart irtica ayaklanmasında, okullu subayları öldüren, alaylı mürtecilerin üssü bu Kışla
idi. Hareket Ordusu bu kışlayı topa tutup yıktı! Bu kışla Cumhuriyetin anlamlı bir yapısı değildir!
İrticanın yuvası, simgesidir. Onu diriltmek istemen tabi ki ideolojiktir!..
Atatürk Kültür Merkezi'ni de yıkacakmışsın! Bir ilçe başkanın ' Anıtkabir'i' de yıkacağız!
Demiş. İmam-cema'at meselesi! İdeolojiktir ettiklerin, dediklerin elbette!!
Türk halkı, TC'yi yıkmaya izin vermez. Böldürmez! Bu halk Cumhuriyete, Atatürk'e,
inancına, Türkiye'nin geleceğine sahip çıkar! Çıkmıştır! Çıkacaktır!
Mişli geçmişte kalmışsın azizim! Geleceğin ufkuna bir bak!.. Ya da ayna ile yüzleş!..
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com