4 Aralık 2013 Çarşamba

MİLLİ GÜVENLİK


 

Milli Güvenlik Kurulu, 2004 yılında, “Fetullah Gülen Cema'ati'ni” bitirme kararı
almış. Elbette alır. M. G. Kurulu 'devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tesbiti ve uygulanması ile ilgili tavsiye kararlarının alındığı' bir anayasal kurumdur.

Tavsiye kararları deyip geçmek yanıltır insanı. Bu kurula C.Başkanı, Başbakan,
G.K.Başkanı, kuvvet komutanları, J. Genel Komutanı, Savunma, Adalet, İçişleri, Dışişleri
bakanları ve başbakan yardımcıları katılır.Gündemi C.Başkanı ve Başbakan belirler.
Verilen ortaklaşa kararlar ' devletin milli güvenlik sistemini' belirler. M.G.K. Kararı
devletin en yüksek organlarını temsil edenlerin ortak kararıdır.

Burada öncelikle devletin “düşman, tehlike, saldırı” tanımları belirlenir.. Bu tanıma ve öngörülere göre devletin iç ve dış güvenliğini sağlayacak önlemler alınır. Türkiye'nin silahlanması, silah gamı, kuvvetlerin konuşlanması, eğitimi, nitelikleribuna cevap verebilecek şekilde planlanır. Genel Kurmay savunma ve saldırı planlarını buna öngörülere göre hazırlar. Güçlerini buna göre konuşlandırır, eğitir ve silahlandırır.

Belli ki 2004 yılında, M.G.K. milli güvenlik konseptini “F.Gülen Cema'ati'ni” iç ve dış güvenliğe tehdit ve tehlike olarak görmüştür. Kararın altına atılan imzaların da anlamı budur. Kararı verenler anayasal görevlerini yapmışlardır. Bu karar sebebiyle imza koyan kimse kınanamaz ve suçlanamaz...

Kurul'da alınan kararları değerlendirmeyen, sümen altı eden hükumetlerin özürü olamaz. Aksine, görevini sakvaklamak ve ülke güvenliğini tehlikeye düşürmekle suçlanabilir! M.G.K. Kararını uygun bulmamışlarsa, yeni bir kurul toplanır ve yeni düşman ve tehlike konsepti belirlenir.

O dönemde, MGK. oybirliği ile 'irticaı' tehdit görmüştür. F.G. Cema'atini bitirme kararına varmıştır. Ama karar yerine getirilmemiştir. Bugün, bu irticai tehdit, hükümet olan ' irticanın odağı olan' siyasi görüşü tehdit edebilecek bir güce erişmiştir.

Hükumetin bu kararı sümen altı etmesi, siyasi sorumluluk getirir. Bu konu özel yetkili mahkemelerin önüne taşınacak mı? Karar sebebiyle taşınmamalıdır. Ama kurul kararlarını sümen altı eden, güvenliği tehlikeye sokan yürütme sorumluları için durum farklıdır. Görev savsaklanmıştır.

Geçmişte TSK'nin en üst düzeyinde, görev yapmış komutanlar, özel yetkili savcılar ve yargıçlar tarafından soruşturulmuş ve koğuşturulmuştur. Ağır cezalar verilmiştir. Kararları Yargıtay onamıştır. Merhum Adnan Menderes'i de bir mahkeme yargılamıştı. Verilen ölüm cezası, Yargıtay'ca onanmış ve infaz edilmiştir..

Kamuoyu, halk bu kararı vicdanında meşru sayabildi mi? Sayamadı. Devlet meşru sayabildi mi? Sayamadı. Merhum Menderes ve arkadaşlarına özel mezaklık-şehitlik yaptılar. Önüne gidip saygı duruşunda bulundular!

Görevini adam gibi yapmış, onca görevli balyoz yedi! Ağır cezalara mahkum edildi. Hapiste çürüyorlar! Onlar da görevlerini yapmışlardı. Hem de bugünün siyasetini yürüten hükumetlerle birlikte çalışmışlardı. Verilen kararları vicdanında adil bulunlar var mı? Goygoyculara sormuyorum. İçine sindiren var mı?

No'lacak şimdi? Emsal kararlar da var! Bunları da aynı özel savcılar soruşturur, dava açarsa; aynı özel mahkemeler yargılarsa, ne olur? İçeride karşılıklı tavla oynarlar!

Yanlış yanlıştır! Yanlışlar düzeltilmelidir. Mahkum edilen o değerli insanların itibarı iade edilmeli, zararları karşılanmalıdır. Özür de dilenmelidir!

Ne oluyor? İrtica, irtica ile yarışıyor! Mülkün temeli Adalettir! İnsanlık iflas etmediyse, herkesin itibarının korunması ve iadesi farzdır. “İrticanın odağı olmuş” bir siyaset, bunları yapabilir mi?

Bekleyip göreceğiz! Demoklesin kılıcı, yukarıda sallanıp duracak!

Sağlıcakla kalın.... Hasip ÖZTÜRK

Saliyazilari.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder