Türkiye'de
eğitim sınıfta kalmış!
65
ülkeden 15 yaşındaki öğrencilerin katıldığı
PİSA araştırma
sınavlarında, Türkiye ancak
45.inci sırada
yer bulabilmiş!
PİSA
araştırma sınavına katılanlar, başta OECD ülkeleri olmak üzere
dünya ekonomisinin
% 80'ini temsil eden ülkelerdir. PİSA 2012 sonuçlarına göre
Türkiye OECD ülkelerinin
bir hayli gerisine düşmüş! Türk öğrenciler PİSA
araştırmasında, 65 ülke arasında 45.nci!
Genel
ortalamada 45.nci, matematikte 44.ncü, okuma-anlama dalında
42.nci, fen bilgisinde 43.
sırada yer al almıştır. PİSA 2012'de Rusya, İsrail, Yunanistan,
Slovenya gibi ülkeler bizim stümüzde
yer almışlar. Ancak
Endonezya, Ürdün ve Kazakistan gibi Asya ve Ortadoğu ülkelerinin
önündeyiz.
PİSA
2012'nin en başarılı ülkeleri Singapur, Honkong ve Kore olmuş.
PİSA sınavları üç yılda bir
yapılmaktadır. PİSA sınavları ülkelerin eğitim sistemlerinin
öğrencileri ne derece iyi eğittiklerini
araştırmak ve karşılaştırmak amacıyla yapılır..
Sınavlar
6 zorluk seviyesinde yapılır. Zorluk seviyesi arttıkça
başarımızın % 0'a kadar düştüğü
gözlenmiş. PİSA 2009 sonuçlarıyla PİSA 2012 sonuçları
arasında önemli bir fark olmamış.
PİSA 2003 yılı sınav sonuçlarına göre Uruguay ve Tayland da
bizi sollamış!
Türk
öğrencilerin, matematik sınavlarında, 1. ve 2. seviyelerde
%50'ye yakın başarılı olurken,
üst zorluk seviyelerinde başarı % 0'a kadar düşmüştür! Yani
karmaşık sorularda anlama,
yorumlama ve çözümlemede başarılı olamamışlar..
Dünya
ölçeğine vurulunca Türkiye'nin eğitim sisteminin sınıfta
kaldığı; öğünülen ve dayatılan
eğitim sisteminin işe yaramadığı anlaşılmıştır!..
Türkiye
bir 'Köy Enstitüsü'
gerçeği yaşamıştı.
Özgün bir Türk eğitim sistemiydi. O zaman halkın
% 80'i köylerde yaşardı. Halkın %85'i okuma yazma bilmezdi. Halk
neyi,nerede, nasıl üreteceğinden habersizdi. Ustaların sayısı
yok denecek kadar azdı. Cehaletin yenilmesi için hızlı,
etkili ve yaygın bir çözüm gerekiyordu. İnanmış eğitim
önderlerinin, öğretmenlerin ve ustaların
katkısıyla, Türkiye kırsalında 21 Köy Enstitüsü birden
kurulmuştu. Köylerden kızlı-erkekli
derlenen öğrenciler; yaparak-yaşayarak, fi'ilen çalışarak ve
eğitimlerini aksatmadan çalışmışlardı!
Okullarını, tesislerini bizzat çalışarak inşa etmişler. İçini
donatmışlardı.
Köy
Enstitüsü, çocukları hem eğitmiş, hem de onları üretici
yapmıştı. Demirci, duvarcı, dülger,
marangoz olmuşlardı. Eğitmen olmuşlardı. Sağlık memuru, hayvan
sağlık memuru, ebe
olmuşlardı. Köylere hizmete koşmuşlar ve varlıkları değer
kazanmıştı.
Eğitmen
okuma yazmayı, yurt bilgisini, matematiği, iyi vatandaş olmayı
öğretmişti. Köylüye tarlayı
işlemeyi, sulamayı, fidan, meyve ağacı yetiştirmeyi öğretmişti.
Köyün duvarcısı, demircisi, marangozu
idi. Bilinçli yurttaşın eylemli örneğiydi! Sonraları eğitim
süresini uzatıp daha bilgili, deneyimli ustalar ve öğretmenler
yetiştirmeye girişilmişti. Yüksek Köy Enstitüsü'nda nitelikli eğitimciler,
öğretmenler yetiştirilmişti.
Köy
enstitülü öğretmen köyde, köylü ile yaşıyordu. Köyün
bilgesi, önderi, lideriydi. Halkı 'kaderciliğe,
tevekküle, biate' zorlayanlara
karşı; zorlukları yenen, bilimi-teknolojiyi kullanan yurttaş
modeliydi. Laf ebeliği yerine bilinçli çalışan, üreten aydın
insandı. Soru soruyordu, cevap arıyordu.
Halka sorgulamayı öğretiyordu. Düzenin sahipleri, çıkarcılar
soru sorunları sevmezdi.
Sevmediler.
Sorularına yanıt veremiyorlardı. Köylü de soru sormaya
başlamıştı. Çıkarcılar hoşlanmadılar.
Köy enstitülerine iftiralar attılar! Aynen bugünkü ağızları
kullandılar!
Cahili
yönetmek kolaydır. Onlar cennetdeki nimetleri beklerken, kodamanlar
dünya nimetlerini köylünün
gözü önünde paylaşıyorlar! Biz on yılda on beş milyon genç
yaratırken, imtiyazsız sınıfsız
kaynaşmış bir ulus yaratırken; kara düzen, Enstitüleri
demokrasi diye diye kapattı! İçeriden
ve dışarıdan sevinenleri çok oldu! Halkın eğitimi, kapsamı,
yaygınlığı ve içeriği kulvar değişitirdi.
Türkiye'nin öznel eğitim sistemi yerine yoz sistemler getirildi.
Bugüne böyle gelindi. Üretim
yerine yaşamdan kopuk, laf ebesi üreten bir eğitim yozluğu içine
düşürdüler!
Geldiğimiz
yer belli! 65 ülke arasında 45. ci sıra! Üniversiteyi
bitirmeden üretici olmayan bir
eğitim sisteminin eseriyiz. Amaçsız öğrenciler! Hedefi belirsiz
nesiller üretiyoruz! Çoğu üniversite
kapısında birikmiştir! Öne geçebilmek uğruna, kara düzenin
dersanelerine haraç ödüyorlar!
Eğitim şimdi 4+4+4 gibi, dindar ve kindar öğrenci yetiştirmeye
odaklıdır.
İktidar
partisinin oy deposu, eğitimi düşük kesimlerdir! Bu iktidar
cehaletten besleniyor!
Eğitimde
yerimizin 65 ülke arasında, 45.nci sırada olmasına
şaşılmamalıdır..
Sağlıcakla
kalın...
Hasip ÖZTÜRK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder