4 Mayıs 2017 Perşembe

AİHM KAPISINDA


Elin gavurundan Hz.Ömer Adaleti arıyoruz; Müslümanım diyenden firavun adaleti!

Son günlerde yaşananlara bir bakın! Halk oylaması “Hayır!” diyenlerin çoğunluğu fiilen
sağlaması ile sonlandı. Ama YSK. “ Evet!” diyenlerin çoğunluk olduğunu ilan etti.

198 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri hk. Kanun, 77.nci, 98.nci
ve 101.nci maddelerinde kesin hükümler konulmuştur.
İlçe Seçim kurulları, sandık kurullarına mühürlü, filigranlı zarflar verecektir.
Üzerinde Seçim Kurulu mührü olmayan zarflar, filigranlı olsa bile geçersizdir.
Sandık kurulu, ilçe seçim kurulu tarafından mühürlü verilen zarfın üzerine kendi sandık kurulu mührünü basacaktır.

Bu iki mühürden biri eksikse bu oy zarfı geçersizdir.
Bu kural, dışarıdan getirilecek zarfların geçersizliğinin saptanması için konulmuştur.
Yasa buyruğudur. Zarfın her iki mührü taşıması zorunludur. Aksini ispat iddia edendedir. Aksine verilen kararlar “ tam kanunsuzluk” örneği olur..

Oy pusulaları üzerinde sadece sandık kurulu mührü olacak ve oy pusulalarında YSK
filigranı ile tercih mührü olacaktır. Bu ana unsurlardan birisi eksik ise bu oy geçersizdir.

Gelelim YSK kararına: “Dışarıdan getirildiği ispat olunmadıkça, bu eksiklerle malul
oylar geçerlidir.” denilmiştir. İspat yükü kime düşer? Yasanın izlediği yolu red veya aksini
savunanlara. Kanun, dışarıdan zarf ve oy pusulası sandığa girmesin diye bu hükümleri
getirmiştir. İlçe seçim kurulu zarfı mühürlemiş. Seçim Kurulu mührü olmayan zarf yabandan
gelmiştir. Mühür eksik ise o zarf seçinde kullanılmayacaktır.

            İlçe Seçim Kurulu mührü yanına sandık kurulu mührü basılacak ve mühürler ikilenecektir.
            Bu oy zarfı geçerlidir. Bu hükme aykırı kararlar ”tam kanunsuz” dur.
            Bu kurallar bunların ispatı için konulmuştur..    
            Yasa böyle buyurunca, aksini kanıtlamak, aksine karar verenlere düşecektir. Bu kararı
            benimsemeyenler, yasal haklarını yani itiraz haklarını kullanacaktır.

            Hangi mercidir burası? AYM, Danıştay, Yargıtay vb. üst mahkemeler soruna sahip
            çıkmayınca; geriye AİHM seçeneği kalmaktadır.

            Böyle bir olayın örneği var mıdır? Ortalama demokrasi ve hukuk anlayışı olan bir
            ülkede böyle bir dava örneği çıkar mı? Çıkmaz! Bu bir ilktir!
            Seçim sonuçlarının adil saptanması ve ilanı bir insan hakları sorunudur.
            AİHM bu davayı sahiplenmelidir.
            Kimse atı kapıp Üsküdar'ı aşmamalıdır.
            Pazarları karıştırıp kimse eşeğini Niğde'ye sürmemelidir.

            Kimse haketmediği mevki ve makamların sahipliğini oynamamalıdır.
            Bekleyeceğiz göreceğiz!
            Milyonlarca insanın aklı ile ve oyu ile alay edilmemelidir.

Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com., 04.05.2017, hasipozturk@hotmail.com.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder