Elin
gavurundan Hz.Ömer Adaleti arıyoruz; Müslümanım diyenden firavun
adaleti!
Son günlerde
yaşananlara bir bakın! Halk oylaması “Hayır!” diyenlerin
çoğunluğu fiilen
sağlaması ile
sonlandı. Ama YSK. “ Evet!” diyenlerin çoğunluk olduğunu ilan
etti.
198 sayılı
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri hk. Kanun,
77.nci, 98.nci
ve 101.nci
maddelerinde kesin hükümler konulmuştur.
İlçe Seçim
kurulları, sandık kurullarına mühürlü, filigranlı zarflar
verecektir.
Üzerinde
Seçim Kurulu mührü olmayan zarflar, filigranlı olsa bile
geçersizdir.
Sandık
kurulu, ilçe seçim kurulu tarafından mühürlü verilen zarfın
üzerine kendi sandık kurulu mührünü basacaktır.
Bu iki
mühürden biri eksikse bu oy zarfı geçersizdir.
Bu kural,
dışarıdan getirilecek zarfların geçersizliğinin saptanması
için konulmuştur.
Yasa buyruğudur.
Zarfın her iki mührü taşıması zorunludur. Aksini ispat iddia
edendedir. Aksine verilen kararlar “ tam kanunsuzluk” örneği
olur..
Oy pusulaları
üzerinde sadece sandık kurulu mührü olacak ve oy pusulalarında
YSK
filigranı ile
tercih mührü olacaktır. Bu ana unsurlardan birisi eksik ise bu oy
geçersizdir.
Gelelim YSK
kararına: “Dışarıdan getirildiği ispat olunmadıkça, bu
eksiklerle malul
oylar geçerlidir.”
denilmiştir. İspat yükü kime düşer? Yasanın izlediği yolu red
veya aksini
savunanlara. Kanun,
dışarıdan zarf ve oy pusulası sandığa girmesin diye bu hükümleri
getirmiştir. İlçe seçim
kurulu zarfı mühürlemiş. Seçim Kurulu mührü olmayan zarf
yabandan
gelmiştir. Mühür eksik
ise o zarf seçinde kullanılmayacaktır.
İlçe Seçim Kurulu
mührü yanına sandık kurulu mührü basılacak ve mühürler
ikilenecektir.
Bu oy zarfı
geçerlidir. Bu hükme aykırı kararlar ”tam kanunsuz” dur.
Bu kurallar bunların
ispatı için konulmuştur..
Yasa böyle
buyurunca, aksini kanıtlamak, aksine karar verenlere düşecektir. Bu kararı
benimsemeyenler, yasal haklarını yani itiraz haklarını
kullanacaktır.
Hangi mercidir
burası? AYM, Danıştay, Yargıtay vb. üst mahkemeler soruna sahip
çıkmayınca; geriye AİHM
seçeneği kalmaktadır.
Böyle bir olayın
örneği var mıdır? Ortalama demokrasi ve hukuk anlayışı olan
bir
ülkede böyle bir dava
örneği çıkar mı? Çıkmaz! Bu bir ilktir!
Seçim sonuçlarının
adil saptanması ve ilanı bir insan hakları sorunudur.
AİHM bu davayı
sahiplenmelidir.
Kimse atı kapıp
Üsküdar'ı aşmamalıdır.
Pazarları karıştırıp
kimse eşeğini Niğde'ye sürmemelidir.
Kimse haketmediği
mevki ve makamların sahipliğini oynamamalıdır.
Bekleyeceğiz
göreceğiz!
Milyonlarca insanın
aklı ile ve oyu ile alay edilmemelidir.
Sağlıcakla kalın...
Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com., 04.05.2017, hasipozturk@hotmail.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder