11 Nisan 2017 Salı

BOĞAZLIYAN KAYMAKAMI



Yozgat-Kayseri arasında bir ilçedir Boğazlıyan.
Adını niye böyle koymuşlar bilmiyorum. Yıllar önce geçerken gördüğüm sıradan
bir İç Anadolu kasabasıydı. Hiçbir baskın özelliği yoktu! Bozkır'ın ortasından yükselen
Erciyes dağını, dondurma külahı gibi seyretmenin dışında.
Nereden aklıma düştü? Boğazlayan Kaymakamı Kemal beyden ötürü!

Devlet, terör yapan, komşularını öldüren Ermenileri, daha emin gördüğü Suriye'ye
Tehcir kararı vermişti. 1915'in koşullarında çok kısa bir süre içinde, Ermeni yurttaşlara
zorunlu göç piyangosu vurmuştu.
Bulabildikleri at, katır, eşek vb. araçlarla yükte hafif, bahada ağır neleri varsa alıp
yola düşmüşlerdi. Yaşlısı vardı, genci vardı. Yatalağı vardı.Ermeni yurttaşlar için zor bir
yolculuktu.

Devlet yanlarına olabildiği kadar silahlı Jandarma koruyucu katmıştı.
Ne olursa olsun zor bir yolculuktu!
Yollarda eşkıya vardı. Ermeni teröründen zarar görmüş intikamcılar pusuda idi.
Jandarma bunlarla canları bahasına savaşıyordu.
Yola çıkanların kahir çoğunluğu Suriye'ye güvenli bölgelere ulaştılar. Ölenler,yaralananlar oldu. Jandarmadan kayıplar oldu..

Tehcir, cephe gerisindeki Ermeni terörünü önledi.
Ama devlet kendi memurlarını koruyamadı.
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal bey, kurbanlardan birisiydi.

İngiliz Gizli Servisi, Ermeni Patriği Zaven ve yalan tanıklarının tertibiyle tutuklandı.
Günümüz Silivri Zindanı'nın eşi olan Bekirağa Bölüğü'nde tıkıldı. Balyoz yargıçlarından
daha deneyimli yargıçlar vardı. Elbirliği ile paldır küldür sözde yargıladılar.
Günün 'Tekadam' ı  Padişah'ın üzerinde İngiliz baskısı vardı. Padişah; namuslu memurunun asılmasına yol verdi! Zamanın Şeyhülislamı M.Sabri fetva verdi.
Bekletmeden infaz ettiler.

Babası Arif Bey, Kemal Bey'e yemek götürmede imiş.
Beyazit Meydanı'ndan geçerken, oğlunun darağacında sallanan bedeni ile karşılaşmış!
Bu iş bu denli aceleye getirilmişti..

Kaymakam Kemal Bey, darağacına çıkınca (ezcümle şunları söylemiş)
Ben bir Türk memuruyum! Sizlere yemin ederim ki ben masumum! Sizlere yemin
  ederim ki, ben masumum, son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi
devletlere yaranmak     için  beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun
böyle adalet" diyor.. Eşini ve çocuklarını millete emanet ediyor!”

Emanetine yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti sahip çıkmıştır. İtibarı iade edilmiş ve maaş bağlanmıştır.

Tekadamlık her zaman güvenilmezdir.
Bu ülkenin kurumlaşmış siyasi yapıları vardır.
Birini aşmak, diğerlerini aşmak gerekir.
Tüm yetkilerin bir elde toplanmasını isteyen emperyal güçler bu kurumlardan kurtulmak istiyorlar.

Türk milleti olarak buna izin vermeyin.  Hayır'da hayır vardır.
Sağlıcakla kalın...                                                                     Hasip ÖZTÜRK

Saliyazilari.blogspot.com, Bursa, 11.04.17, hasipozturk@hotmail.com






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder