Yozgat-Kayseri
arasında bir ilçedir Boğazlıyan.
Adını
niye böyle koymuşlar bilmiyorum. Yıllar önce geçerken gördüğüm
sıradan
bir İç
Anadolu kasabasıydı. Hiçbir baskın özelliği yoktu! Bozkır'ın
ortasından yükselen
Erciyes
dağını, dondurma külahı gibi seyretmenin dışında.
Nereden
aklıma düştü? Boğazlayan Kaymakamı Kemal beyden ötürü!
Devlet,
terör yapan, komşularını öldüren Ermenileri, daha emin gördüğü
Suriye'ye
Tehcir
kararı vermişti. 1915'in koşullarında çok kısa bir süre
içinde, Ermeni yurttaşlara
zorunlu
göç piyangosu vurmuştu.
Bulabildikleri
at, katır, eşek vb. araçlarla yükte hafif, bahada ağır neleri
varsa alıp
yola
düşmüşlerdi. Yaşlısı vardı, genci vardı. Yatalağı
vardı.Ermeni yurttaşlar için zor bir
yolculuktu.
Devlet
yanlarına olabildiği kadar silahlı Jandarma koruyucu katmıştı.
Ne
olursa olsun zor bir yolculuktu!
Yollarda
eşkıya vardı. Ermeni teröründen zarar görmüş intikamcılar
pusuda idi.
Jandarma
bunlarla canları bahasına savaşıyordu.
Yola
çıkanların kahir çoğunluğu Suriye'ye güvenli bölgelere
ulaştılar. Ölenler,yaralananlar oldu. Jandarmadan kayıplar oldu..
Tehcir,
cephe gerisindeki Ermeni terörünü önledi.
Ama
devlet kendi memurlarını koruyamadı.
Boğazlıyan
Kaymakamı Kemal bey, kurbanlardan birisiydi.
İngiliz
Gizli Servisi, Ermeni Patriği Zaven ve yalan tanıklarının
tertibiyle tutuklandı.
Günümüz
Silivri Zindanı'nın eşi olan Bekirağa Bölüğü'nde tıkıldı.
Balyoz yargıçlarından
daha
deneyimli yargıçlar vardı. Elbirliği ile paldır küldür sözde
yargıladılar.
Günün
'Tekadam' ı Padişah'ın üzerinde İngiliz baskısı vardı.
Padişah; namuslu memurunun asılmasına yol verdi! Zamanın
Şeyhülislamı M.Sabri fetva verdi.
Bekletmeden
infaz ettiler.
Babası
Arif Bey, Kemal Bey'e yemek götürmede imiş.
Beyazit
Meydanı'ndan geçerken, oğlunun darağacında sallanan bedeni ile
karşılaşmış!
Bu iş
bu denli aceleye getirilmişti..
Kaymakam
Kemal Bey, darağacına çıkınca (ezcümle şunları söylemiş)
“Ben
bir Türk memuruyum! Sizlere yemin ederim ki ben masumum!
Sizlere
yemin
ederim
ki, ben masumum, son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi
devletlere
yaranmak için beni asıyorlar.
Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun
böyle adalet"
diyor.. Eşini ve çocuklarını millete emanet ediyor!”
Emanetine
yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti sahip çıkmıştır. İtibarı
iade edilmiş ve maaş bağlanmıştır.
Tekadamlık
her zaman güvenilmezdir.
Bu
ülkenin kurumlaşmış siyasi yapıları vardır.
Birini
aşmak, diğerlerini aşmak gerekir.
Tüm
yetkilerin bir elde toplanmasını isteyen emperyal güçler bu
kurumlardan kurtulmak istiyorlar.
Türk
milleti olarak buna izin vermeyin. Hayır'da hayır vardır.
Sağlıcakla
kalın...
Hasip
ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com,
Bursa, 11.04.17, hasipozturk@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder