Toplumda
hoşgörü eksikliği, önyargıların acımasızlığı, yıllar
önce Madımak Oteli
yangını ve
kıyımı ile sonuçlanmıştı. Duru (freni) olmayan aşırı
sofuluğun garabetiydi..
Aynı dili
konuşan, aynı inancı paylaşan, aynı kültür köklerinden gelen
insanların;birbirinin canına
kıyacaklayım yabancılaşması, acımasızlaşması ve kastı
anlaşılamaz!..Aynı dini,
benzer inançları paylaşanların ibadetlerindeki, dini
değerlerindeki ayrıntıları bu denli sorun
etmeleri, düşman kesilmeleri kabul edilemez.
Toplum
üzerinde egemenlik kurmak isteyenler bunları kaşır ve kışkırtır.
Düşman ve düşmanlık
üretirler. Sıradan yurttaşın konu komşuyla düşmanlığı
olmaz. 'Komşu komşunun külüne muhtaçtır.' 'Kurt komşusunu
yemez.' diyenler bu halkın atalarıdır.
Hz. İsa
'bir yanağına şamar vurana, öteki yanağını çevir!' diyesi.
Gündelik yaşamda işler
böyle yürümemiş! Katolikler inanç ayrılıkları yüzünden,
öteki isevi inanç mezheplerini sapık
saymış, düşman ilan etmiştir. San Bartelmy Yortusu sırasında,
bir gecede birkaç
şehrin halkını kılıçtan geçirmişler!..Yıllarca
boğazlaşmışlar. Cizvitler kendilerine benzemeyen hıristiyanları
yakarak, içindeki şeytanı(!) çıkardıklarını sanmış; yüzyıllar
boyunca insanları yakmıştır. Dinsel bağnazlık evrensel
görünüyor!..
Hz.Peygamber'in torunları, Oniki İmam'ın hiçbiri yatağında
eceliyle ölmemiştir..Dindaşlarının
zülmüne ve kıyımına uğramışlar. Hani müslüman, müslümanın
kardeşi idi? Kardeş kardeşe
bunları yapar mı? Oysa kardeşler inanç ve ibadet ayrılıkları
yüzünden birbirlerine kıya
gelmişler. Hoşgörü, anlayış göstermemişler. Ayrıntılarda
başkalaşmayı olağan saymamışlar. Birbirini sapkın sayıp
elleriyle düzeltmeye girişmişler. Boğazlamışlar,
kurşunlamışlar, yakmışlar, yurtlarından etmişler!..
Osmanlı ile
Safevi rekabeti, siyasiydi. İki yanda da Alevi ve Sünni askerler
vardı.Ama Osmanlı
yöneticileri alevileri hasım görmeyi sürdürdü. Sorunun temeli
dinsel değil,
siyasiydi. Madımak
Oteli yangını ve kıyımı, bu husumetin hortlatılmışıdır!
Günümüzün
IŞİD dehşeti
de, müslümanlar arasındaki hoşgörü eksikliğinin ürünüdür.
Siyaset bu canavarı üretip müslümanlar arasına salmıştır.
Uluslararası bir çıkar ortaklığının eşkıyasıdır.Bir yandan
'Halife' üretip öteki yandan 'Kabe'yi' yıkmaktan söz
edecek denli ölçüden,endazeden
yoksunlar..
Aleviler
üzerindeki örtülü ya da açık baskı, Osmanlı'dan gelen kötü
bir mirastır.Cumhuriyetin eşit
yurttaşlar uygulaması, bu ön yargıyı bir hayli eritmişti. Laik
devletin anlayışı,
herkese eşit davranması fikri, alevileri bir hayli
rahatlatmıştı.1950'ye kadar, laik Cumhuriyet
yönetiminde aleviler nefes aldılar. Eşit yurttaş olmanın
güvencesini yaşadılar. Çocuklarını okuttular, devletin çeşitli
birimlerinde görev üstlendiler..
1950'den
sonra, sağ iktidarlar, alevilere karşı ön yargıları hortlattı!.
Baskıları, aşağıla-mayı artırdı. Köylerine cami inşa etti.
Çorum'da, K.Maraş'da kıyımlar oldu. Sıvas'da Madımak yangını
bunlara tüy dikti. 37 canı, binlerce kişinin gözü önünde,
cehennem ateşine terk ettiler. Bazı sanıklar zamanaşımı içinde
yakalanamadı. Devlet gücünü kullanan bazı kesimlerden himaye
gördükleri sanılıyor. Şer odakları açığa çıkarılamadı..
Madımak
Oteli Madımak Müzesi oldu mu? Hayır! Sadece müze yapılmasına
karar verildiği
duyuldu. Müze, Alevilere karşı ön yargının, bir nebze değişmesi
umududur. Müze bir insanlık anıtı olur. Bu ayıbı işleyenler,
işletenler ve kollayanlar burada kendi ayıplarıyla yüzleşirler!.. Hoşgörü,
anlayış, inançların özgürlüğü, ibadet serbestliği, devletin
laik tutumu, insanlığa çare olur; siyaset ve siyasetçiler
insanlığın yakasını rahat bırakırlar diya umutları artırır!..
'Yaratılmışları sever, yaratandan ötürü!' bu
toprağın insanı.
Sofuluğun
freni yoktur. Fren sadece insan sevgisidir. İnsana saygıdır.
Hoşgörü ve anlayış
göstermektir..
Sağlıcakla
kalın...
Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com
Bursa, 01.07.14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder