İstanbul
12.Ağır Ceza Mahkemesi, 5 nolu CD'yi Tubitak'a yollamış.
Üç
kişilik bilirkişi heyeti ' CD'nin maniple edildiği '
kanaatine varmış!
Bunun
anlamı birçok
davanın birincil delili kabul edilen, 5 nolu CD kayıtlarına
girildiği'dir.
Herkes bilir ki,
CD kayıtlarına, bilgisayar hardisklerine hariçten girilebilir.
Yeni kayıtlar
yüklenebilir.
Mevcut kayıtlara ekleme, çıkarma, değiştirme vb. yapılabilir..
Bu hariçten
gazel okumalar,
CD'nin delil olma niteliğini kaldırır!
Bilgisayara, harddiskine, CD'lere el konulurken, sahibinin veya
avukatllarının
gözetiminde, el
konulanların içeriğinin kopyası alınır. Bir nüshası sahibine
veya vekiline teslim edilir. Bu el konulan kayıtların güvenliği
için gereklidir..
Başkalarının bilgisayarlarına müdahale etmek, herkesin harcı
değildir. Ekstra bu işe
yarayan programlar
olması gerekir. Üstün nitelikle bilgisayarlara ve uzman katkısına
gereksinim vardır.
Bunlar sıradan kişilerin elinde bulunmaz. Bu amaçla kurulmuş,
gelişti-
rilmiş ve
örgütlenmiş servislerin elinde olur. Amacı farklı, kurulumu
farklı olan Tubitak gibi bilim ve araştırma kurumunda bile bunlar
bulunmaz!
Bilgisayar
kayıtlarının, harddisk kayıtlarının ve CD kayıtların kesin
delil olması bu
yüzden
tartışmalıdır. Maniple edilmiş ise tümden güvenirliğini
yitirir.
Bu nedenle
'truecrypt' adı verilen, bilgisayarın kullanıcısına,
çözülmesi imkansız
şifre sağlayan
programlar geliştirilmiştir. TSK'nin, Donanma Komutanlığı vb.
gizli kayıtların
hatta darbe (!)
planlarının şifresiz kayıt altında tutulabileceğini düşünmek
saflık olur
Bunları
delil diye toplayanların, iddialarına delil gösterenlerin;
öncelikle bakacağı
şey 'maniple'
edilip edilmediğidir. Delilin güvenli olmadığı yolundaki
zanlı savunma-
sını ciddiye
alan bir makam çıkar!..
12.Ağır
Ceza Mahkemesi, savunmayı ciddiye alarak, Tubitak'a sormuştur.
Bilirkişi Tubitak heyeti, 5 nolu CD'nin maniple olduğu kanaatine
varmıştır. Bu CD içindeki bilgi-
lerin tümümün
güvenilmez olduğunu gösterir. CD'nin delil niteliği bitmiştir..
Basına
yansıyan CD'nin delil niteliğine itirazların ciddi olduğunun da
bir kanıtıdır.
Bunları göre
göre bu delile dayınılarak hüküm verilmesi de çok sakıncalıdır.
Bazı
kararları
Yargıtay'ın onamış olmasının isabetli olmadığı ortaya
çıkmıştır. Bu bilirkişi raporu, bu CD ile varılan bütün
kararları ve sonuçları tartışılır hale getirmiştir
Delil diye
dayanılan kanıtların her türlü şüpheden ari olması gerekir.
Şüpheden sanık
yararlanır ilkesi
de bunun içindir...
Tubitak
raporu, açılmış ve soruşturması süren birçok davayı ve
dosyayı etkiler. Veril-mış kararlar varsa, dayanağı delil
güvenilir olmayınca, kararların değişmesi de olasıdır.
Yargılamanın
yenilenmesi sebebidir. Hükümlülerin başvurusu ile yargılamanın
yenilenmesi kararı verilerek, bu müniple edilmiş delille verilmeş
kararlar yeniden gözden geçirilmelidir. Adli hata olasılığı
giderilmelidir.
Özel
Yetkili Mahkemeler'deki bitmiş, süren davalar ile yeni
soruşturmalar da bu
rapordan
etkilenecektir. Balyoz davası, İkinci Poyrazköy davası, İkinci
Amirallere Suikast davası, Ergenekon davası vb. 13.ncü Ağır
Ceza Mahkemesi'nin hükümle birlikteki suç
duyuruları bile
bu rapordan etkilenebililir. Araştırma yapan savcıları,
iddianame altında imzası olan savcıları, bu delile dayanarak
karar veren hakimleri bile etkiler.
Bu
soruşturmaya katılan polisler, savcılar ve yargıçların
neredeyse tümü başka yerlere
atanmıştır.
Başbakan ve baş danışmanı ağız birliği ile ' Derhal
tahliye edilmeleri gerekir!' buyurmuşlar..
Haksız sayılmazlar! Sayın Başbakan bu davaların
'savcısıyım' demişti!
Baştan beri
bildikleri olmalı! Ondan iyi mi bileceğiz?
İktidarlar
güçle kurulurlar, adaletle sürerler!
Gücün
bittiği aşikar! Adalet ne zaman gelir? Yakındır diyelim!
Sağlıcakla
kalın....
Hasip
ÖZTÜRK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder