“ Benim
naçiz vücudum elbet birgün toprak olacak” demişti Kemal
Atatürk!.
Ama “
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!”
demişti.
Türk
Gençliği'ne, gelecekte olacakları da söylemiş 'Gençliğe
Hitabı'nda! Bir bir
olacakları
öngörmüştü! Şarin dediği gibi 'kitabın dedikleri bir bir
oluyor'du,
Atatürk'ün
dedikleri de.
Demokrasi
sandık demek değildir! Seçim sandığı sihirli de değildir. Bir
dönemde
genel nüfus
artışı beş milyon iken, seçmen sayısı artışı on iki milyon
olabilir mi? Peki bizde
nasıl olmuş diye
sormayın! Bu katakulliyi yapanlara sorun. Katakulliyi çözemeyen,
doğru seçmen sayısına, doğru seçim sonucuna erişemeyen etkili
ve yetkililere sorun..
Hitler de
seçim sandığından çıkmıştı.. Ben sandıktan çıkana bakarım
doğru mu diye.
Temel hak ve
hürriyetlere bakarım var mı diye! Sandıktan çıkanlar
bunları esirgiyorlar
mı, yoksa
buduyorlar mı diye bakarım!.
Adam, '
benim milletim!' derken, beni kastetmiyor!
Ben
'milletten izin aldım, yetki aldım' derken, ben izin mizin
vermedim!
O, 'millet!'
dedikçe, içinde benim gibi kendini bulamayanlar tedirgin oluyorlar.
Sonra ne kadar,
adı nostalji olmuş göçmen
azlık varsa, bir bir adlarını sayıp döküyor!
Kürt bölücülere
emsal, destek yaratmak istiyor! Yahu, Osmanlı İmparatorluğu
tasfiye olunurken, bunlar Türkiye'yi ve Türklüğü seçip
gelmediler mi? Aradan yüz yıl geçti! Halkımız sen-ben değil,
biz oldu artık! Şimdi araya nifak, ayırımcılık sokmanın ne
gereği var?..
Bunlara
izin verdiniz mi? Ben bu iktidara yetki verdim diyenler, Allah rızası
için,
aynayla,
vicdanınızla yüzleşin! Ne verdiniz? Nereye kadar verdiniz? Bunca
günahın, suçun
ortağı
mısınız?..
Adam
Osmanlı padişahını oynuyor, at üstünde bir soluk duramadı!
Yıllardır iktidarda! Ayakta kalmak için, eline geçeni satıp
harcadı! Yerleşik değerleri yıktı! Yargıyı, emniyeti, yerel
yönetimleri, TSK'yı, üniversiteleri, bilim kurullarını, medyayı
eline geçirdi. Bir gece
içinde
T.D.Sözlügü'nü de değiştirtti!..
Türkiye
Cumhuriyeti'nin başbakanlığı ile değil, kimin nesi olduğu
belirsiz 'eş başkanlık'
ile övünür!
Anayasa da böyle bir unvan ve mevki var mıdır? Eş başkan ve
şürekası 'T.C.' yi
silmekle meşgul.
Atatürk adını her yerden silmek ister. Bir yandaşı 'Atatürk adı
sonsuza
kadar
silinmeyecek' diye bir yasa mı var' diye efelenir! Silinmesi için
bir yasa mı vardı?
On
Kasım'da Türk halkı sokaklardaydı! Anıtkabir'deydi! Sirenler
çalarken saygı
gereği ayaktaydı!
Üç beş densiz çıkmadı mı? Çıktı! Halk, efendiliğini
bozmadan, onların
dersini verdi!
İnsan zincirleri kilometrelerce uzadı. Onlar 'Varlığını Türk
varlığına armağan' edenlerdi! And'ımızı okullarden
sildiler! Çocuklara zülm ve hakaret ettiler!
Yandaşları
onlara 'terörist' muamalesi etti!
Ömürlerinden onlarca yılı, terörle savaşa harcamış yetkin
askerlere, aydınlara, kamu
görevlilerine,
gazetecilere de terörist damgası vurdular! Mahkum ettiler! Mülkün
temelini çökerttiler! Kendileri ne yaptı? 'İmralı'da,
terörist başı ile müzakere ettiler!' Ediyorlar.
Sonra basın
Nusaybin'de bölücüler, devlete bayrak astırmadı diye
yazdı! Sıfır sorunlu komşu Suriye'de iç savaş çıkaranlara,
silah verdiler, lojistik destek sağladılar. Sınır kevgire
dönmüş! Giren
çıkan belirsiz olmuş! Ne için? Gizli ortakları Müslüman
Kardeşleri iktidara taşımak için mi? Dinci, şeriatçı bir Arap
Devleti'yle komşu olmak için mi? Bağımsız Kürdistan için mi?
Bunlar boş hayaller! Araplara 'bahar' geldi mi? Bu gidişle
gelir mi?
Bakın! On
Kasım günü 'millet' sizi uyardı! Uyandınız mı? Hiç
sanmam!
Vaktiyle
Cumhuriyet Mitingleri yapıldı. Milyonlar meydanları doldurdu.
Sonra? Sandıktan başkaları çıktı geldi! Beş milyon nüfus
artışı olurken, seçmen artışı on iki milyon olmuş!
Nüfus %4
artarken, seçmen sayısı %16 artmış! Bu akılla açıklanabilir
mi? Millet, millet dediğiniz bu mu? Bakın! Millet sizi uyardı! Hem
bu sanal millet değildir! ..
Sağlıcakla
kalın..
Hasip ÖZTÜRK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder