15 Ocak 2013 Salı
NEMRUT MUSTAFA DİVANI
NEMRUT MUSTAFA DİVANI
'Yumurtasız omlet olmaz!' derler.
Adaletsiz yargılama olur mu? Olur, olur!
Hukukun işlemediği, ön yargının egemen olduğu siyasi mahkemeler olmuştur..
Onlardan böylesi hükümler istenmiştir. ” Sizi yollayan irade böyle istedi!” diyen
mahkemeler olmuştur. Onlar bağımsız ve yansız mahkemeler değildi.
Mustafa Nazım Paşa'nın başında bulunduğu, halk arasında 'Nemrut Mustafa Paşa,
Kürt Mustafa Paşa Divanı' bunlardan biriydi. Belki de ilkiydi. İstanbul işgal altındadır.
Damat Ferit başbakandır. Siyasi tutuklular Bekirağa Bölüğü'nde (hapishane) tutulur. Divan-ı
Harbi Örfi'de (Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi) yargılanırlar. Başlarda bu mahkemenin başkanı
Hayret Paşa'dır. Dönem 'Ermeni Tehcirini' izleyen yıllardır. İntikam zamanı gelmiştir!
Nemrut Mustafa Divan-ı bir intikam aracıdır!..
Ermeni Patriği Zaven efendinin hazırladığı 'idam edilecekler listesi!' İngiliz İşgal
Komutanlığı emriyle başbakan Damat Ferit'e iletilir; o da Hayret Paşa'ya iletir! Hayret
Paşa dürüst bir askerdir.'Ben bu işi yapamam!' diyerek görevden çekilir. Mahkemenin
üye hakimi, daha sonra 'Nemrut Kürt Mustafa Paşa' diye anılacak Mustafa Nazım Paşa
'Ben yaparım!' diyerek göreve atanır. Askeri Sıkıyönetim mahkemesinin başkanı olur!
Osmanlı tarihinin en acımasız, hukuksuz ve işbirlikçi mahkemesi ortaya çıkar!..
Daha önce, Devletin ' Tehcir Yasası'nı kendi bölgesinde merhametle yürüten, göçürülen
Ermeni yurttaşların burnunu kanatmayan, o sıra Urfa valisi Valisi Nusret bey ilk kurbandır.
Oysa istinaf mahkemesinde yargılanmış ve aklanmış bir yöneticidir.
Ermeni Patriği'nin ısrarlı isteği ile İstanbul'a yollanır. Nemrut Kürt Mustafa Divanında
yargılanır. İlanla tanık aratılır ve yalancı tanıklarla idamına karar verilir..
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal bey, Ermeni Patriğinin ısrarıyla, İngiliz İşgal K. nının
isteğiyle idama mahkum edilir. Bu mahkemenin temyizi yoktur. Beyazit meydanında hemen
asarlar. Nusret Beyi İngilizler Malta'ya sürgüne yollamak üzeredir. Nemrut Mustafa itiraz eder!
İdam mahkumu diye İngiliz'in elinden alır ve astırır!
Asılanların hemen hepsi Türk'dür. Milliyetçidir. Ankara'daki Kuvayı Milliye'ye destek
verenlerdir. Binlerce Türk'ü (570 000) katleden Ermeni katillerden hiçbiri yargı önüne
çıkarılmamıştır. Ama Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, Kazım Özalp vs Nemrut Mustafa
Divanı'nda gıyaplarında idama mahkum edilmişlerdir. Cumhuriyet, bu yargızedeleri, yasa
çıkararak aklar ve geride kalanlarına maaş bağlar!..
Mağdurların biri Ziya Gökalp'tir. Türk Milliyetçiliğinin temellerinı yazıp çiziyor diye
Nemrut Mustafa'nın eline düşer! Her nasılsa, kellesini kurtarmıştır.. 'Sen Türk olduğunu
söylersen, otuzu aşkın azınlıklar da kendi milliyetlerini söyler! ' Sen bozguncusun! Diye
suçlar! Hani okullarda ' Türküm, doğruyum...' diye and içilmesinden rahatsız olanlar var ya;
“ Ne Mutlu Türküm Diyene!” sözüne 'gıcık' olanların yaklaşımıyla, Nemrut Mustafa'nın
bakışı ortaktır! Hayret birşey! Tarih tekerrür ediyor!..
İzmir'in Yunanlılara işgal ettirilmesinden sonra, Bursa yakınlarında Yarbay (Kasap) Osman'ın
birliği vardır. Asker kaçağı, soyguncu, bozguncu, işbirlikçi, ırz düşmanı vb.yakalanınca, orada
hemin bir mahkeme kurarmış! 'Salbına' diye karar verirmiş! Oracıkta astırırmış! Onun için adı
Kasap Osman'a çıkmış! Kasap Osman Nemrut Mustafa yanında adildir. Halk düşmanlarını
cezalandırırdı...
İstiklal Mahkemeleri için de gayri adil diyenler vardır. Bir İhtilal Mahkemesi'nden, savaş
ortamında adalet beklemek olası mıdır? Nemrut Mustafa'ya göre adildir. Hiç değilse, dinliyor
ve lehte delil de topluyormuş. Beraat edenler de var. Sonuçta bir ihtilal mahkemesidir. Son eski
örneklerden biri 27 Mayıs sonrasında “Yüce Divan” mahkemesidir. Sizi buraya gönderenler
böyle istiyor sözüyle anımsanır..
12 Eylül yargılamaları da hala toplumda tartışılır. Ama temyizi vardı. İtirazı vardı.. Ya şimdi!
Nemrut Mustafa Divanı yargılamaları hortlatılmıştır. Allahtan Ankara'da hakimler var! Hukuk
son sözünü henüz söylememiştir!
Tarih olup bitenleri unutmaz! Halk da mahkemeler ve yargıçlar hakkında hükmünü verir!
Nemrut Mustafa, tutuklanmış ve Bekirağa Bölüğünde hapis yatmıştır. Kalan cezasını devrin
padişahı affetmiştir. Halk affetmemiştir. Fırsatını bulunca Irak'da Süleymaniye'ye kaçmıştır.
Halk, men dakka dukka der! Bugünün yarını da var demektir. Karacaoğlan ' İğneden ipliğe
sorulur bir gün!' der.. O günler uzakta değildir.
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder