15 Ağustos 2012 Çarşamba

DİNGİLTOS OYUNU

DİNGİLTOS OYUNU
Bayan Clinton Türkiye'ye gelmiş!
Hayırlara vesile bir geliştir inşallah!
Bayan Rice, yıllar önce geldiğinde “Fas'tan -Basra'ya 22 ülkenin haritası değişecek!”
diye müjdelemişti! Dedikleri çıkıyor işte!
Bayan Clinton, yeni müjdelerle gelmiş! “ PKK ile müştereken savaşıyoruz!” demiş
Suriye'de PKK'yı istemiyoruz!” müjdesi de vermiş! Eşbaşkan ile ortakları çok sevinmişler.
Heyecandan “Onca yıldır, savaştığımız PKK niçin tükenmedi? “ diye soramamışlar.
Allahtan Bayan Cilinton,“ Suriye'de PKK'yı istemiyoruz!” diyerek ağızlarına bal çalmış!
PKK gibi örgütler, böylesi küçük sevinçler için vardır!
Eşbaşkan'a hizmetine karşılık,”PKK'yı istemezük!” denilmesi yetmiş! Başka sevince
ne gerek var demişler..
Çocukken “dingiltos” oyunu oynanırdı. Büyük ortak ile küçük ortak (ebe) yani dövülecek
çocuk bir örtünün altına yatırılırdı. Büyük ortağın elinde bir sopası olurdu. O zaman beyzbol sopası
bilinmezdi. Sıradan bir kazma sapı olabilirdi. Büyük ortak, örtü dışındaki eliyle sopayı ebeye vururdu.
Sonra örtü açılır, “ kim vurdu?” diye sorulurdu. Ebenin aklına büyük ortağı gelmezdi! Bilemezdi!
Ebeliğe yeniden yatar ve büyük ortağın sopasını yerdi!..Oyun böyle sürerdi!..
Sonunda ebe çocuk cıllızır, ya da yoz eşek suyu getirene kadar dayağı yerdi! Dayağı ortağından, ihanetten yediğini bir türlü anlayamazdı!
Kötü niyetlilere göre, büyük ortak Karabaşkan sopa göstermiş! Dayağı da biz yiyoruz!
Sonra Bayan Clinton geliyor, bizi sevindiriyor! “ PKK'yı istemiyoruz! ” diyor. Öyle ya ABD ile
birlikte savaşıyoruz! Şemdinli, Hakkari Türkiye'de! Amerika'da değil ki!.
Kimse dile gelip sormuyor mu? Sınırın beş km ötesinde üsleri var! Oradan gelip bizi vuruyorlar!
Karakollara baskın veriyorlar! Yolları mayınlıyorlar! Şemdinli'de kurtarılmış alan açmak istiyorlar! Onlarca yıldır savaşıyoruz.
Bu nasıl ortak savaştır? Üsleri vurmaya engel olursunuz! Terör bitmez!
Sopa kimde, kim vuruyor, nasıl vuruyor biliyoruz! Bu nasıl bir “dingiltos” oyunudur?
Hadi Eşbaşkanlık vurmamıza engeldir! Peki Başbakanlık niye vurdurmaz?
Bir koltukta iki karpuz! Sığmaz! İki karpuz da kırılır.
Eşbaşkanlık karpuzunu biz koymadık! O bizim karpuz değil!
Belki bayan Clinton, bu karpuzun kimin karpuzu olduğunu bilir.
Bizim jet uçağı resmen güme gitmiş! Neden düştüğünü bile bilmiyoruz!
Başkan Esad, “ biz vurduk!” diye böbürlenmiş! Karavana atmışlar meğer!
Uçakta vuruk izi yokmuş! Palavracı Esad!.. Ama uçak düştü!..
Bizim uçağın “ işletme programı” ABD'den! Uçağın sistemini kilitleyip düşmesine sebep
olunmuş mudur? Öteki uçakların da programı ABD'den. Bir kısmını İsrail firması modernize etti!
Onlarda da benzer program kilitlenmesi olabilir mi?
Yani bir vuruşmada, tetik çekmeden bizim uçaklar “ yerde, havada mevta “ olur mu?
Olur! Bal gibi olur diyenler var!
Emperyalizmin dostu, müttefiği yoktur! Çıkarları vardır!
Çıkarlarında kararlı ve kıskançtırlar!
Ne dost bilirler, ne ortak tanırlar! Vururlar!
Çıkarı gerektirirse ve gücü yeterse, bölüverir karpuz gibi canım memleketi!
Eşbaşkan bile kurtaramaz! Kaleyi içeriden vururlar! Suriye'de olduğu gibi..
Bayan Clinton gelmiş! ABD Dışişleri Bakanı. Hayırlara vesile olur inşallah!
Şimdiye kadar hiç olmamış!..
Suriye'ye girmeyin!” demiş.
Elma dalda, kız bahçede!” ne aceleniz var demiş!.
Emperyalizm doğrusunu bilir! Kendi doğrusunu!..
Ülkenin bilenlerine Eşbaşkan sormuş: ” Çapın ne, gramın ne?”
Bu çap ve gram işi mühim olmalı! Herkes ölçtürmeli!
Dingiltos oyunu sürüyor!
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder