Bizim
değer yargılarımız arasnda 'cami duvarı' dokunulmazdır.
'Eceli gelen it,
cami duvarına
şey edermiş' derler. İtin ne ettiğinden haberi yoktur ama
sokaktaki
insanımız bunu
hoşgörüyle karşılamaz!..
Lozan
Anlaşması, Türkiye Cumhuriyetinin tapu senedidir. Ele, güne karşı
varlığımızın
güvencesi ve meşruiyetidir; tartışılamaz, yok sayılamaz.
Eleştirilmez mi elbette edebiyle eleştirilebilir.
Ne hikmetse
bazıları Lozan Anlaşmasına saldırmaktan geri durmazlar. En
azından “Hezimet!” olduğunu savlarlar. Ardından döner
'Lozan Tapumuzdur' lafı ederler.
Hızlarını
alamaz 'Lozanı güncelleyelim!' lafı ederler! Buna kafa
karışıklığı denilemez.
Bilgisizlikse
giderilir. Bu kasıtlı ve bilinçli bir saldırıdır..
M.K.Atatürk'ün ürettiği ne varsa, bunlara karşı olmanın, bir
göstergesidir. Nitekim, özelleştirme başlığı altında,
Cumhuriyet birikimlerinin neredeyse tümü satılmış ve
iktidarlarını
sürdürmeye kaynak yapılmıştır. Hatta Atatürk'ün kendi
birikimi ile satın
aldığı, kültüre
aldığı Atatürk Orman Çiftliği bile yağmalanmaktan
kurtulamamıştır.
Ankara halkının
nefes alacağı bu yeşillik alanlar betonla kaplanmıştır. Son
duyum
ABD Büyük
Elçiliği'ne, yok bahasına, geniş bir toprak verildiğidir...
Saldırırken “
iki ayyaş”dan biri diyecek kadar ölçüsüzdürler.
O'nun mirasını
harcarken de öylesine
ölçüsüzdürler..Ucunda emekleri yoktur! Tepe tepe harcamaktan
çekinmezler. Ölüleri
hayırla yad etmek bizim genel kültürümüzde vardır. Dini
kültürü-
müzde de, aynı değer
yargısı vardır. Ağızlarını açtıklarında bütün değerleri
unuturlar:
suçlar, suçlar,
suçlarlar!...
Bu ülkeyi,
Cumhuriyeti, eriştiğimiz refahı O'na borçlu olduğumuzu
unuturlar!..
Oysa Atatürk sevgisi
ve saygısı milletimizin ortak paydasıdır. Yediden yetmişe
herkesin gönlünde açık
ve gizli Atatürk sevgisi ve saygısı vardır..Ülkemizde, hiçbir
fani bu denli sevgiyi
haketmemiştir. Bu arada 'Keşke Kurtuluş Savaşı'nı
kazanmasaydı'
diye hayıflananlar
meczuplar vardır. Hatta Kurtuluş Savaşı diye bir savaşın, hiç
yaşan-
madığını savlayanlar
da....
Başarıyı kıskananlar
hep olmuştur. İnsanın doğasında vardır bu sosyal körlük.
Habil-Kabil sendromu,
insanlıkla yaşıttır. El İnsaf! Edep ya Hu! Sözleri de bizim
dilimizdedir.
Oysa Atatürk,
Cumhuriyet ve Cumhuriyet ilkelerimiz; Lozan Barış Anlaşması,
Misak-ı Milli de bizim
camı duvarlarımızdır. Kimsenin saygısızlık etmemesini
ummak hakkımızdır..
Demokrasimiz, eşit
yurttaşlar olma arzumuz, ülkümüz, birlik ve bütünlüğümüz
de cami duvarlarımızdır.
Ülkümüz yükselmek, ileri gitmektir! Varlığımız, Türk
varlığına
adanmıştır. Yöneten ve
yönetilen herkesin bunlara saygı duyması, gözetmesi vazgeçilmez
talebimizdir.
'Ne mutlu Türküm
diyene!', diyebilenler de cami duvarımızdır!
Anlayan anlamıştır
gayri!
Sağlıcakla kalın...
Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogstop.com.
02.01.2018, Bursa hasipozturk@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder