Yeni moda
siyaset, Avrupa'ya saldırarak yapılandır. Hükümet üyeleri,
Avrupa
ülkelerinde
toplantı yapmak ve “evet” oyu istemek arzusundaydı.
Yakınlara kadar bu
siyaset
uygulana gelmiştir.
Her ne
olduysa bu yıl bu siyaset krize dönüşmüştür. Gazetecilerin
tutuklanması,
aylardır,
iddianame bile hazırlanmadan içerde tutulmaları bunun sebebi
olabilir mi?
Avrupa'da
gazetecilik suçu kavramı yoktur. Fikir özgürlüğü anlamında
irdelenmektedir. Türkiye'de gazeteciler “terörist” diye
algılanmaktadır..
Türkiye'yi
yöneten iktidar partisinin Holanda'da toplantı yapmasına izin
verilmedi.
Polis, atlar
dışında, Türkiye'deki gibi odukça sert dağıttı kalabalığı.
Türkiye tarafı, bu
tutumu “
faşizim, nazizm” diye niteledi. Rotterdam'da izin
verilmeyişini “haçlı savaşı”
diye nitelendi. Oysa belediye başkanı bir
müslümandı!..Türkiye “bedelini ödeyeceksiniz!”
diye uyardı. Suçlamadan Almanya'da nasiplendi. AB yöneticileri
suçlamalara müdahil oldu.
Türkiye karşıtlığı siyaset, Hollanda'da iktidar
partisine seçim kazandırdı! Türkiye tarafına yararı henüz belli değil. Bir milletvekili % 2,3
oranında yarar sağladık dedi. Yani siyasi kriz “kazan, kazan” üstüne mi kurulmuştu?..
Hollanda, Türkiye'deki yabancı yatırımın %27'sine
sahiptir. En fazla yatırım yapan
ülkedir. En fazla turist yollayan Avrupa ülkelerinden birisidir.
En yüksek ticari alacaklı ülkedir. Siyasi kriz çıkarılmasında
bir terslik, çelişki yok mudur? Akla bir “ Kayıkçı
kavgasını” getirmektedir.
Bu arada Türkiye'nin itibarı ne olmuştur?
Hükumet Rusya ile kriz yarattı! Uçağı düşürme emrini
kimin verdiği paylaşılamadı!
Pabuç dar gelince, iş Fetöcü pilotlara ihlale edildi. Ardından
özür dilendi. Kriz şimdilik
sönmüş durumda. Rus turistlerin gelip gelmeyeceği, domates vb.
sebze ve meyvelerin
ithali yasağının kalkıp kalkmayacağı henüz netleşmedi. Bu
nasıl bir kriz çıkarma ve kriz
yönetimidir?
Almanya önderliğinde yapılan 'siyasi göçmenler
anlaşması' askıdadır. Ödenmesi
kararlaştırılan 3 milyor euro ödenmedi. Vize kalkacaktı,
kalkmadı. Türkiye, Almanya
kanlı bıçaklı! Mesele sadece Almanya değil, AB'dir. Altmış
senedir kapıda bekletmektedir. Türkiye'nin eksiği, gediği, kusuru, yanlışı yok mudur?
AB, seksen milyonluk Türkiye'yi yutamaz! Lokmalara bölmesini de
Türkiye istemez! Daha bekleyeceğiz...
Suriye ayrı bir olay! Ballı börek sarması idiler. Birden
tersine döndü! Suriye ile ilişkiler
dengeli ve sağlıklı yürüseydi, Türkiye bugünkü sorunların
çoğunu yaşamayacaktı. Bizi
birileri dürttü! Suriye ile kanlı bıçaklı olduk! Bizi yoldan
çıkaran bunun hesabını ödedi mi?
Dünyanın 17.nci büyük ekonomisi olarak öğünülen
Türkiye'ye, bu olup bitenler
yaraşıyor mu? Doğu Akdeniz'de var olduğu söylenen doğalgaz
üzerindeki haklarımızı
koruyabiliyor muyuz? Güney Kıbrıs C.B. Aylarca süren
görüşmelerinin sonunda enosis in
kucağına kendini attı! Görüşmeler yattı! Elimizi nereye
atsak, boş çıkıyor!
Birileri ' tek adam' olacağım diye tutturdu!
Türkiye' nin enerjisi boşa harcanıyor.
15 senedir iktidardasınız. 2012 yılından beri de fiilen tek
adamsınız. Hangi sorunu çözdünüz? Kurtuluş Savaşı'nın orta yerinde bile, Mustafa Kemal
Paşa'ya Meclis yetkileri
verilmedi.
Şimdi nereden çıktı bu tek adam mucizesi? Devir mucize
çağı değil, akıl çağıdır.
Sağlıcakla kalın...
Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com, hasipozturk@hotmail.com,
Bursa 20.03.17
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder