24
Temmuz'da Lozan Anlaşması'nın yıldönümünde, Sayın C.Başkanı
”..Lozan
Anlaşması
devletimizin tapusu gibidir. “ demiş;
emeği geçenlere şükranlarını sunmuştu.
Şimdi,
“TSK'nın yurtdışında görev süresinin uzatılması
tezkeresine..” sıra gelince, 29 Eylül' de “ Lozan'ın
bir zafer olduğuna bizi inandırmaya çalışıyorlar!” diye-rek
çelişkiye düşmüştür.
Aslında
biz bu söylemlere yabancı değiliz. “Lozan'ın bir hezimet!”
olduğunu yazan, söyleyen şeriat ağaları (!) vardır.
Dayandıkları ciddi bir dayanakları yoktur. İnandırıcı bir
kanıtları olmamıştır. Dedikleri dedikodudan öteye geçmez!.
Ciddiye de alınmazlar...
Bu
sözün bir Cumhurbaşkanı ağzından söylenmesi ciddiye alınır.
“ Cumhurbaşkanı sorumsuzdur..” denilip geçilemez.
Söyleyeni bağlar, ülkeyi bağlar. Bunu ben söylesem gülünç
olurum! Fikir hürriyeti içinde söylenmiş bir sözdür der
geçerim. Ama bir ülkenin cumhurbaşkanı bu iddiada bulunursa,
Lozan Anlaşması'nı tartışılır hale getirir.
Güncel
olan ne vardı? TSK'nın tezkeresinin uzatılması oylanacaktı.
Yandaşlarını
heyecanlandırmak
istemiş olmalı. Buna gerek yoktu ki, tezkere muhalefetin desteği
ile
kabul
edilmişti. Yine destekleneceği kamuoyuna bildirilmişti.. Öyle de
oldu!..
Lozanı
tartışılır yapmanın gereği neydi?
“Bağırsak
duyulacak adaları verdik! “
diye yakınmış. Bunlar Lozan'da verilmedi.
Ulu
Hakan diye yere göğe sığdırılamayan II.Abdülhamit zamanında,
Osmanlı döne-
minde
anlaşmalarla verildi. Yunan adaları Balkan Savaşı sonunda
Yunanistan'a verilmişti. On iki Adalar diye bilinen güney Ege
adaları, Trablusgarp savaşından sonra İtalyanlar tarafından
işgal edilmişti. Kıbrıs adası da daha önce İngiltere'ye
verilmişti. Bunların hepsi Ulu Hakan II.Abdülhamit zamanının
kayıplarıdır..
II.Abdülhamit,
darbe vesvesesi sebebiyle Donanmayı Haliç'e hapsetmişti. Gerekli
olduğunda
hiçbirisi Haliç'den çıkamadı. Çanakkale Boğazı dışında
İtalyan ve Yunan donanması fink atıyordu. Bütün adaları ele
geçirmişlerdi.
Lozan
Anlaşması ile hiç değilse Gökçeada ve Bozcaada geri alınmıştı.
33
yıllık Abdülhamit iktidarı zamanında 1.5 milyon/km/ kare
imparatorluk toprakları
elden
çıkmıştı. Bunun hesabının Lozan'da sorulmasının bir anlamı
var mıdır?
Hadi
sayın Cumhurbaşkanının tarih bilgisi bunlara yetmeyebilir. Bunu
bir kalem
geçelim.
Etrafındaki danışman ordusu içinde tarih bilgisi olan yok mudur?
Sayın Cum-
hurbaşkanı'nı
çelişkiye düşürürler!
Bir
de güncele bakalım!
Sayın
R.T. Erdoğan'ın iktidarı sırasında, Türk sınırları içindeki
17 ada ve 135 kayalık
göz
göre göre Yunanistan'ın işgaline bırakılmıştır. Yunanlılar
buralara asker çıkarmışlar,
Cumhurbaşkanları
Papulyas'a denetleme törenlerini yaptırmışlar! Bunlar niye
gündemde değil? Bu adalar Koyun, Formoz, Hurşit, Eşek, Bulamaç,
Nergizcik, Diyonisades, Kalelim-
noz,
Koçbaba, Keçi, Ardıççık, Sakarcılar, Dia, Koufanisi, Gavdos,
Gaidhournisi ve Adacık'
tır.
Ayrıca 135 kayalıkta artık Yunan bayrağı dalgalanıyor.
Kardak
kayalıklarından Yunan askerini çıkaran SAS komandolarının
komutanı ne oldu? İktidarın paralelinin, TSK' yı içinden vurmak
için icat ettiği Balyoz gibi sahte davalar
sebebiyle
Hasdal'da hapsedildi...
Sorumluluk
taşıyanlar ağızlarından çıkacak sözlere herkesten çok dikkat
etmelidir.
Ha
ben zaten “
sorumsuzum” istediğimi
yapar, istediğimi söylerim diyorsa; ölçülü
olmanın
kimseye zararı yoktur.. ..
Rahmetli
Karacaoğlan, Bulgar Dağı yamaçlarından, sazını tıngırdatırken
“.. iğneden
ipliğe
sorulur bir gün...” diye seslenirmiş...
Sağlıcakla
kalın...
Hasip ÖZTÜRK
04.10.16
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder