4 Ekim 2016 Salı

LOZAN HEZİMETMİŞ!


24 Temmuz'da Lozan Anlaşması'nın yıldönümünde, Sayın C.Başkanı ”..Lozan
Anlaşması devletimizin tapusu gibidir. “ demiş; emeği geçenlere şükranlarını sunmuştu.
Şimdi, “TSK'nın yurtdışında görev süresinin uzatılması tezkeresine..” sıra gelince, 29 Eylül' de “ Lozan'ın bir zafer olduğuna bizi inandırmaya çalışıyorlar!” diye-rek çelişkiye düşmüştür.

Aslında biz bu söylemlere yabancı değiliz. “Lozan'ın bir hezimet!” olduğunu yazan, söyleyen şeriat ağaları (!) vardır. Dayandıkları ciddi bir dayanakları yoktur. İnandırıcı bir kanıtları olmamıştır. Dedikleri dedikodudan öteye geçmez!. Ciddiye de alınmazlar...
Bu sözün bir Cumhurbaşkanı ağzından söylenmesi ciddiye alınır. “ Cumhurbaşkanı sorumsuzdur..” denilip geçilemez. Söyleyeni bağlar, ülkeyi bağlar. Bunu ben söylesem gülünç olurum! Fikir hürriyeti içinde söylenmiş bir sözdür der geçerim. Ama bir ülkenin cumhurbaşkanı bu iddiada bulunursa, Lozan Anlaşması'nı tartışılır hale getirir.
Güncel olan ne vardı? TSK'nın tezkeresinin uzatılması oylanacaktı. Yandaşlarını
heyecanlandırmak istemiş olmalı. Buna gerek yoktu ki, tezkere muhalefetin desteği ile
kabul edilmişti. Yine destekleneceği kamuoyuna bildirilmişti.. Öyle de oldu!..
Lozanı tartışılır yapmanın gereği neydi?

Bağırsak duyulacak adaları verdik! “ diye yakınmış. Bunlar Lozan'da verilmedi.
Ulu Hakan diye yere göğe sığdırılamayan II.Abdülhamit zamanında, Osmanlı döne-
minde anlaşmalarla verildi. Yunan adaları Balkan Savaşı sonunda Yunanistan'a verilmişti. On iki Adalar diye bilinen güney Ege adaları, Trablusgarp savaşından sonra İtalyanlar tarafından işgal edilmişti. Kıbrıs adası da daha önce İngiltere'ye verilmişti. Bunların hepsi Ulu Hakan II.Abdülhamit zamanının kayıplarıdır..

II.Abdülhamit, darbe vesvesesi sebebiyle Donanmayı Haliç'e hapsetmişti. Gerekli
olduğunda hiçbirisi Haliç'den çıkamadı. Çanakkale Boğazı dışında İtalyan ve Yunan donanması fink atıyordu. Bütün adaları ele geçirmişlerdi.
Lozan Anlaşması ile hiç değilse Gökçeada ve Bozcaada geri alınmıştı.
33 yıllık Abdülhamit iktidarı zamanında 1.5 milyon/km/ kare imparatorluk toprakları
elden çıkmıştı. Bunun hesabının Lozan'da sorulmasının bir anlamı var mıdır?
Hadi sayın Cumhurbaşkanının tarih bilgisi bunlara yetmeyebilir. Bunu bir kalem
geçelim. Etrafındaki danışman ordusu içinde tarih bilgisi olan yok mudur? Sayın Cum-
hurbaşkanı'nı çelişkiye düşürürler!
Bir de güncele bakalım!

Sayın R.T. Erdoğan'ın iktidarı sırasında, Türk sınırları içindeki 17 ada ve 135 kayalık
göz göre göre Yunanistan'ın işgaline bırakılmıştır. Yunanlılar buralara asker çıkarmışlar,
Cumhurbaşkanları Papulyas'a denetleme törenlerini yaptırmışlar! Bunlar niye gündemde değil? Bu adalar Koyun, Formoz, Hurşit, Eşek, Bulamaç, Nergizcik, Diyonisades, Kalelim-
noz, Koçbaba, Keçi, Ardıççık, Sakarcılar, Dia, Koufanisi, Gavdos, Gaidhournisi ve Adacık'
tır. Ayrıca 135 kayalıkta artık Yunan bayrağı dalgalanıyor.
Kardak kayalıklarından Yunan askerini çıkaran SAS komandolarının komutanı ne oldu? İktidarın paralelinin, TSK' yı içinden vurmak için icat ettiği Balyoz gibi sahte davalar
sebebiyle Hasdal'da hapsedildi...

Sorumluluk taşıyanlar ağızlarından çıkacak sözlere herkesten çok dikkat etmelidir.
Ha ben zaten “ sorumsuzum” istediğimi yapar, istediğimi söylerim diyorsa; ölçülü
olmanın kimseye zararı yoktur.. ..

Rahmetli Karacaoğlan, Bulgar Dağı yamaçlarından, sazını tıngırdatırken “.. iğneden
ipliğe sorulur bir gün...” diye seslenirmiş...
Sağlıcakla kalın...  
    
Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com, hasipozturk@hotmail.com, Bursa
04.10.16

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder