4 Şubat 2016 Perşembe

MEVZUAT


Mevzuatı siyasiler pek sevmezler. Ayak bağı olarak görürler..
'Ben yaptım oldu''yu severler.
Sonra devran değişir.. Yolsuzluktan, görevi kötüye kullanmaktan vb. yargılanırlar. Koruyucu bir meclis çoğunluğu, koruyucu izin makamları varsa, yargılanmaları beklenir.
Mevzuat, yönetimde keyfiliği önlemek için önceden konulmuş, genel ve objektif kurullar bütünüdür. Devlet çarkı bu kurallara göre işler ve yürütülür. Ülkenin her yanında,
her aşamadaki yöneticiler için bu kurallar geçerlidir. Yönetilenler ve yönetenler mevzuata uymak zorundadır.

Sözlük “Bir ülkedeki veya belli bir alandaki yasa, tüzük, yönetmelik gibi toplum düzeni ve işleyişi ile ilgili yazılı kuralların tümüne;..” mevzuat demiştir.(Çağdil Söz.)
Hukuk devletinde yasalara saygı duymak ve uymak asıldır.
Sayın Cumhurbaşkanı, kaymakamlarla toplantısında “..Mevzuatı bir yana koyun!” buyurmuşlar. Anladığım, bu söz kamu hizmetinin çabuk ve yararlı olarak yurttaşa ulaşması isteği ile edilmiş bir sözdür.. Sonuçta bu,Cumhurbaşkanı tarafından verilmiş bir buyruktur.
Yürütmenin en alt birimi kaymakamlıklar ve yerel yönetimlerdir.

Bu tavsiye 'emir telakki' edildiğinde, hukuk devletinde kargaşa ve keyfilik doğacaktır.. Mevzuata aykırı işlemlerin genel adı 'yolsuzluktur, görevi kötüye kullanmaktır vb.” Müfettişlerin olayı soruşturması ve belki de yöneticinin yargılanması gerekecektir..
Her seviyedeki kamu görevlileri, hangi kamusal gücü kullanıyorsa; oralarda benzer
keyfilik doğacaktır. Böylesi bir davranış devlet çarkında kargaşa demektir. Balyoz davala-
rında bunları yaşadık! Bürokrasi sevilmez. Ama iş ve hizmetler bürokasi içinde yerine getirilir. İş ve kamu hizmetinin görülmesini kolaylaştırıyorsa adı sadece bürokrasidir. İşlerin görülmesini yavaşlatıyor ya da engelliyorsa adı 'bürokrasi hazretleri'dir. Kuralları koyan-
lar yenisini yaparlır.

Yasaları T.B.M.M. belli kurallara göre yapar. Bunu değiştirmek ve tümüyle kaldırmak
yine Meclisin görevidir. Yasaların Anayasa'ya uygun olması gerekir. Bunu da Anayasa
Mahkemesi denetler. Şartları varsa yasayı kısmen ve tamamen 'iptal' eder. Bu iki makamın
dışında yasa yapmak ve yürürlükten kaldırmak yetkisi başka kimseye tanınmamıştır.
Cumhurbaşkanı'na da böyle bir yetki tanınmamıştır. Kanunu yetersiz bulursa 'veto' eder,
yeniden görüşülmesini ister.

Hukuk devletinin bir işleyişi vardır. Devlet çarkı, belli bir hiyererşi içinde mevzuat
kurallarına göre işler. Yasama gücünün, yargılama gücünün işleyişi de belli kurallara
bağlanmıştır. Bunların hiçbirisi 'bir kenara konulamaz.” Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu
söylemi, talihsiz bir söylemdir.Bir anda devlet çarkını işlemez hale getirebilecek bir tavsiye
ya da emirdir. Daha sonra bu söyleme açıklık getirilmemiştir,.Düzeltme yapılmamıştır.
Halk oyu ile seçilmiş olmak, keyfi işlem yapmaya izin vermez. Bir Anayasa var ve herkes onun şemsiyesi altındaki mevzuata uymak zorundadır.Sözün sahibine, Anayasa ve mevzuat bir ayrıcalık tanımamıştır.

Yeni Anayasa yapma ve başkanlık ısrarı ürküntü veriyor. Gerçekten Başkan
olduğunda, işine gelmeyen mevzuatı 'bir yana koyacak mıdır?' Söylemi bir niyet
açıklaması mıdır?

Devlet adamları gaza gelmezler. Boşa söz etmezler. Kastı aşan sözler için, yalanlama ya da düzeltme yapılır.Osmanlı Padişahları bile astığı astık değildi. Şeri işlerde Şeyhülislam' dan fetva istenirdi. Örfi işlerde işi kadıya havale ederlerdi.. Halk 'Padişahım Çok Yaşa!'
diye bağırır, ardından ' Mağrur olma, senden büyük Allah var!' diye nizamı alemi hatır-
latırdı. Bizim yaptığımız da odur!..

Sağlıcakla kalın.. Hasip ÖZTÜRK
Saliyazilari.blogspot.com hasipozturk@hotmail.com , Bursa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder