24 Haziran 2014 Salı

YA SEV YA TERKET!


 

Eskiden 'Ya sev! Ya terket!' diye bir söylem vardı.

Bir kısım yurttaş, bir kısım yurttaşa söylerdi..'Ya bizimle, bizim gibi yaşayın,

ya da çekin gidin!' derlerdi. Sevmekten kasıt bizim gibi yaşa, inan, düşün, ibadet et

demekti! Farklı kimliklere, renklere, düşünmeye, inanmaya, ibadete yer yoktu...

Eksiğimiz hoşgörüydü, birbirimize katlanmaydı. İnancını, rengini, mezhebini hoş

görmemekti. Sorun ise kendi elleriyle, farklılıkları zorla gidermeye kalkışmaktı! Bu toplum-

lar arası çatışmaydı! Bu kalkışmaları dış güçler de kışkırtır, özendirirdi. Siyasetin ve devlet gücünün de bu zorbalığa katıldığı görülürdü..

Şimdi yok mu? Var elbette! Biraz üstü örtülüdür. Biraz daha ölçülüdür! Ama toplumun gündeminden, siyasetin elinden çıkıp gitmemiştir. Sorumlu adam 'Yüzde elliyi evinde zor tutuyorum!' demiyor mu? Bunun adı ayrımcılıktır! Kışkırtıcılıktır! Yasalar ayırımcılığı yasaklamıştır, hatta suç saymıştır!Yine de insanları birbirine kışkırtacak sebepler buluyorlar. Halkın karşılıklı güvenini, huzurunu ve düzenini bozuyorlar. .

Günümüzde AB. Ülkelerinde bu anlayışın hortladığını AP seçimlerinde gördük!

Irkçı, şöven, faşist, ayırımcı partiler seçimlerden güçlenerek çıktılar! Ekonomik krizlerin,
geçimdeki daralmanın esas sebebinin, insanların farklılıkları olduğu düşünülür oldu.

Farklılıklar üzerinden siyaset, bulanık suda balık avlamaktır!. Ekonominin, çoğunluğu mutlu ettiği toplumlarda, insanların farklılığı göze batmaz! Ülkeler, toplumlar istikrar içinde yaşarlar. Kurulu düzen, adil olmasa bile, huzurlu, güvenli bir yaşam sağlar...

Bakın 'Arap Baharı'nın geldiği(!) ülkelere! Düzenleri bozulmuş, herkes birbirine düşman edilmiş! Halkları birbirlerinin ciğerini sökmeye hazır! Ekmek bulamaz, silah ve atacak mermi bulur! Attıkları her kurşunun silah üreticilerinin rafahına katkı olduğunu akıl etmezler! Kim onlara vur demişse vururlar! Allahı, dini inançları uğursuz emellerine alet ederler! Libya'da darbeci general Türklere ve Katarlılara 48 saat içinde Libya'yı terk edin diye mühlet vermiş! Oysa Türkler, Libya'yı yeniden inşa ediyorlardı..Düzen bozulmaya görsün, dostlar düşman görülür!..

Mısır'da düzen bozuldu! İdam kararları bini buldu! Ölenlerin sayısı belirsiz.Herkes birbirinin boğazına sarılmaya hazır! Oysa farklılıklar toplumun zenginliğidir. Birbirlerinin farkına katlananlar huzur içinde yaşarlar. Mısır binlerce yıldan beri farklı renklerin, dillerin, inançların bir arada yaşadığı bir uygarlık merkeziydi. Birilerinin çıkarı, Mısırlılara bunu haram etti! Farklılıkları farkettiler; 'Aaa! Kıral çıplakmış!' dediler..

Suriye'deki aptalca savaş öyle değil mi? Bizim elimizin orada ne işi vardı? Irak'da itler salınmış, taşlar bağlanmıştır! Önüne geleni ısırıyorlar! 'Bize hasım değiller!' diyenler
fena yanıldılar! Kürtler, Araplar, Türkmenler öldürülüyor! Müslümanlığı, mezhebi, ırkı,
dili farklı olanlar birbirlerini öldürmeyi hak bildiler! Emperyal çıkar sahipleri, savaşı tek
çözüm diye dayattılar! Lokmalar kanlandı! Bölge halkı oyuna geldi. İktidar bu oyunların 'ebesi' olmaya soyundu!..Bu siyaset yanlıştır!.

Avustralya Başbakanı, ülkesinde Mursi lehine yapılan bir gösteride, bir fanatik müslüman eylemciye ne demişti? “ Niçin bu kadar taassup içindesiniz? Niçin Suudi Arabistan'da, İran'da yaşamayı seçmediniz? Siz, Allah'ın İslamla mübarek kıldığını söylediğiniz devletleri terk ettiniz! Kafir dediğiniz bizim memlekete göçüp geldiniz!

Hürriyet, adalet, refah, sağlık güvencesi, sosyal güvenlik, kanun önünde eşitlik,

adil çalışma fırsatı, çocuklarınızın geleceği, düşünce hürriyeti için!.. O halde bize fanatiklik ve nefretten söz etmeyin! Biz size kaybettiğiniz her şeyi verdik! Bize saygı duyun... ya da burayı terk edin!..” demiş..

Küffarın başbakanı haksız mı söylemiş?

Yanlış her yerde yanlıştır! Yapanın yanına kar kalmaz!..

Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK

Saliyazilari.blogspot.com, 23.6.14, Bursa

16 Haziran 2014 Pazartesi

DOĞRU SEÇİM


 
Cumhurbaşkanı çatı adayı olarak Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu adı
benimsenmiş. İyi seçim, doğru seçim yapılmış!
Uzun yıllar İslam Konferansı Genel Sekreterliği görevini yürütmüştü!
İslam dünyasında adı iyi bilinen birisidir. Herkesin güvenini kazanmıştır.
İyi bir insan! İyi bir akademisyen! İyi bir uluslararası siyasetçidir.
En az tanındığı yer de Türkiye'dir.
Laiktir, dindardır. Aydındır. Dürüsttür! Adam gibi adamdır..
Ağzından çıkanı kulağı duyabilir.. Ağzından ölçüsüz söz çıkmamıştır.
Türkiye'ye ilaç gibi gelecektir.
Çankaya kabusu bitmiştir!..
Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a başbakan olarak katlanmayı sürdüreceğiz.
Hayırlı uğurlu olsun!..
***
IŞİD denilen cani ordusu, Irak'ı böldü!..
Kuzeydeki Kürt Bölgesi ile Bağdat arasını işgal etti!
Petrolü Akdeniz'e akıtma konusunda, Kürt Özerk Bölgesi Yönetimi ile anlaşan
Türkiye; ABD'nin muhalefetine rağmen petrolü akıtmaya başladı..
Tam da bu sırada IŞİD harekatı başladı.
Petrol bir kere daha sınırları belirledi..
Türk tır sürücüleri IŞİD'in elinde rehin kaldılar..
Musul Konsolosu, çalışanları, koruma görevlileri tutuklu, rehin ya da esir
edildiler. Dışbakanı '..bize hasım değiller!..' diyesiydi. Ama adamlarımız esir, rehin
ya da her ne ise IŞİD'in elindedir. Para karşılığında bırakılacakları, pazarlık edildiği
söylentisi yaygındır...
IŞİD'cilerin askerleri profesyonel paralı askerlerdir! Ya da teröristtir!
Kanunları yok! Acımaları yok! Müslümanı öldürürken, 'Allahüekber!' diye
bağırıyorlar! Musul'da polis görevlisi 1700 esiri sözde yargılayıp kurşuna dizdiler!
Görüntülerini sanal dünyaya yaydılar! Öldürülenler 'Şii' imiş! Sünni de müslüman, şii de müslüman! Din kardeşi bunlar. İnsan bu denli acımasız olabilir mi?
Anlaşılan Şiileri, buradan güneye sürüp ayrıştırmak istiyorlar! Biri Kürt, biri Sünni Arap, biri Şii Arap üç bölgeye ayıracaklar Irak'ı. Kerkük'de, Musul'da, Tuzhurmatı'da, Süleymaniye'de, Erbil'de Türkmenler de var. Şiisi de var, Sünnisi de..İkisi de Türkmen! Eee! Onları nasıl ayıracaklar? Eli kolu bağlı mı duracağız? Petrol akışı için kanlarının akmasına göz mü yumacağız? Dünya gibi, biz de bel bel bakacak mıyız?
Sayın Başbakan Erdoğan, medyaya 'dilinizi tutun, yazmayın' dedi!
Bu canilere 'cani' demedi, 'terörist' demedi. Rehineleri korumak için miydi?
Yoksa bilmediğimiz bir pazarlığın, alışverişin içindeler mi?
'Yeni bir Ortadoğu dizayn' ettiklerini söylüyordu Dışbakan!
'Biz BOP'un eşbaşkanıyız' diyordu Sayın Başbakan! Meğer iş üstündelermiş!
Libya'da, Mısır'da, Suriye'de ters köşeye yatmışlardı!
Şimdi 'dur bakalım ne olacak?'
Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK

Saliyazilari.blogspot.com, 17.06.14, Bursa

Not: Göz sorunum üç ayın sonunda iyileşti!
Kaldığımız yerden devam edeceğiz.