24 Mart 2014 Pazartesi

GÖYNÜK




Bu hafta sonunu Göynük'de geçirdik!

İyi ki gitmişiz! Daracık bir vadinin içine sığmış ve taşmış bir Göynük bulduk!
İki vadi beş tepe üzerine kurulu Göynük derler. Dimdik yamaçlar üzerinde büyük bir özenle kurulmuş; tarihi bir şehirdir Göynük!..

Tarih var! Gazi Süleyman Şah'ın Camisi oradadır. Orhan Gazi'nin oğlu, Rumeli'nin ilk Fatihi Osmanlı Şehzadesi, Süleyman Paşa'nın Camisi; 1331-1335 yılları arasında burada inşa edilmiştir.

Cami'nin hemen yanında, Çay'ın kıyısında bir de hamamı vardır..
Cami yapılırken, işçilerden biri taşı kucaklayıp getirir, sonra kucağında geri götürürmüş! Bu hal Süleyman Paşa'nın dikkatini çekmiş. Çağırıp sormuş. ' Sultan'ım, kirliyim!' taşıdığım taşın, bu mübarek yapıya girmesini istemedim!' demiş. Bunun üzerine, mimarına önce hamamı yaptırmış!

Eskiden beri duyarız! Bir Cami inşaatı başlarken, önce hamamı yaptırılırmış. Çalışanların işe temiz başlayacakları umulurmuş! Böyle tevatür edilirdi..

              Hamam ile Cami arasında, Cami'ye yakın rahmetli Akşemsettin'in Türbesi vardır. Türbe 1464 yılında, Fatih
              Sultan Mehmet tarafından, Hocası için yaptırılmış. Türbe altıgen altıgen planlıdır ve kesme taşla örülmüştür.
              Kapıdan girilince, sağdan birinci sanduka Akşemsettin Hazretleri'nindir. Kızlarının mezarları, yanındaki
             hazirededir..

             Göynük evleri, başlı başına bir tarihtir.

Eski Osmanlı evleri, burada tüm özellikleriyle yinelenmiştir. Bütün yapılar aynı tarzda, aynı renkte inşa edilmiştir. Eskiyen evleri de özgün biçimde yenilenmiştir.1967 Depreminde yapıların önemli kısmı yıkılmıştır. Yapılar eski ve ortak biçimleriyle, beyaz renkleriyle yeniden yapılmıştır. Yapıların özgün biçimleri korunmuştur.. Bu biçimde Manavların çandı-çantı denilen; ağaç aksamın üst üste bindirilmesi tarzının stilize edilmiş biçimini algıladım. Çubuk mahallesinde özgün örneklerini gördüm.

Göynük ilçesi, 1987 yılında ' Kentsel Sit alanı' ilan edilmiştir. Bu kararla birlikte Göynük ilçesinin şehir dokusu korunmuştur. 1951 yılı İmar Planı'yla belirlenen esaslar korunmuştur. Yeni yapılan evler de, Osmanlı evleri biçimine ve tarzına uyarlanmıştır.Bununla yetinilmemiş, kamu yapıları, okullar, hastaneler, oteller, ticari yapılarda vb. aynı mimari tarza uyulmuştur. Göynük ilçesi, ilk Osmanlı yapılarının sadeliğini, estetiğini ve yaşama biçimini korumuştur. İnsanda burada yaşama isteği uyandıran bir mimari özelliği ve şehir yerleşimini barındırır.

Şehre giren beton, burada düzene uymuştur. Osmanlı evlerinin biçimine, rengine uymuştur. Şehrin tümü aynı elin ürünü gibidir. Göynük evleri, Anadolu'da eski Türklerin yerleşme ve yaşama kültürünün bozulmamış bir örneğidir..Gözü tırmalayan kötü örnekler görülmez!..

Vadinin en alt kotundan Göynük çayı, kanal gibi duvarlar arasından, Sakarya ile buluşmaya akar! Çayın iki yanındaki düzlük şehrin yollarına, çarşı ve meydanlarına ayrılmıştır. Kamu yapıları, camiler, hamam, çarşılar bu kısımdadır. Çarşılar biçim ve yapı olarak Osmanlı şehirlerindeki çarşıların havasını sürdürür..Şehrin önemli kısmı % 40'a varan meyilli yamaçlara yayılmıştır. Dar, arnavut taş döşeli, yollardan çıkılır. Evlerin zemini taş duvar üzerine kondurulmuştur. Burası denizden çok uzaktır. Ancak yamaç evleri, martıların konduğu kayalıklar gibi bembeyaz görünür...

En yukarıda, üç katlı Zafer Kulesi görülür!
1922'de Sakarya Meydan Savaşı'nın zafer haberi ulaşınca, Kaymakam Hurşit Bey tarafından yaptırılmıştır. Taş temel üzerine altıgen biçimde, üç katlı bir ahşap kuledir. Göynük'ün simgesidir!

Yörede Bizans döneminde yerleşmiş Manav Türkleri oturur. Her nekadar yörenin Osmanlı tarafından fethi 1331 yılındadır diye yazılıysa da Manav halkıyla savaşılmamıştır.

On üç km uzaklıkta Çubuk ve Sünnet gölleri vardır. Çubuk gölü bir heyelan sonucu oluşmuş.  Çevresindeki orman ve yel değirmenleriyle çok çekici bir yerdir. Sünnet gölü kıyısında turistik tesis yapıları varsa da işletilememiştir. Göynük ve çevresi görülmeye değer bir doğa harikasıdır. Şehre girerken sol yamaçta, kayaların arasındaki çöp setini görmezden gelin artık! Sağlıklı, sakin, gürültüsüz bir ilçedir Göynük!

Göynük çarşısında dokuma el sanatları ile tahta işlemeciliği örnekleri yaygındır. Uğut dedikleri buğday çiminden üretilmiş, buğday marmelatı, bir gençlik iksiridir!

Yörenin ürünleri yöre halkı tarafından çarşılarda satışa sunulur. Ürünler kadın eli ürünü olsa da satış yerlerinde kadınlar az görülür! Beypazarı gibi kadınlar ekonomiye henüz el koymamışlar!

Burası İpek Yolu üzerindedir. Kendi yağı ile kavrulan, görülesi bir yerdir Göynük!..

Sağlıcakla kalın... Hasip ÖZTÜRK


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder