11 Haziran 2013 Salı

ÇAPULCULAR- SAKALAR


ÇAPULCULAR- SAKALAR
Çapul, i., Disiplinsiz birliklerin, gittikleri yerde yaptıkları yağma;
Çapulcu, s., Çapul yoluyla başkasının malını alan;” TDK, Türkçe Sözlük, 3.b,1959.
Çapul, i., Yağma, talan; Çapulcu, s., Başkasının malını alan, yağma, talan eden (kimse).”
TDK İlköğretim Okulları için, Türkçe Sözlük, Ankara, 2009.
Atatürk'ün isteği ile Orta Amerika'da ( Maya-Aztek bölgesinde ) Türkçe kelimeler
arayan, Meksika elçisi Tahsin Mayatepek, Çapultepek adında bir tepe adına rastlamış.
Çapul-tepek! Çapul yapılan tepe! Binlerce yıl evvelinden Türkçe oraya gitmiş! Atatürk de
Tahsin Bey'e Mayatepek soyadını, bu vesile ile vermiş!
Çapul sözü pek aykırı gelmedi!
Sayın Başbakan, Taksim Sekisi'nde eylem yapanları aşağılamak için 'çapulcular' demişti!
Görüldü ki herkes 'çapulcu' olmuş! Türkiye'nin hemen her yanından 'Çapulcuyum!' diyenlerin
eylemleri sürüpgider!. İşin garibi, çapulcu denilen eylemcilerin talanla, yağma ile ilgileri yoktur!
Aksine çapula yönelen fırsatçıları ve uçtakileri engelliyorlar Çapulcu adından da gocunmadılar!
Sayın Başbakan'ın tanısı da, hitabı da yanlış düşmüş!
Tarih Türksoylu, atlı, bozkır halkını bize İskitler diye tanıtmıştı. Temirkapı'dan İran toprak-
larına girmişler! Çağın modasına uyup (!) yağma-talan yapmışlar! Eski İran dilinde bunlara
Saka-Sakalar denilmiş! Saka, çapulcu demekmiş! İki bin seneden beri, biz de onları Sakalar
diye biliriz! Yani atalarımız İskitler, resmen Çapulcu imiş! Peki Sykit, İskit adı ne demeye gelir?
Bir bilen var mı?
Tarihe bakılırsa “çapulcu” öylesine incitici değil!
Herkes çapulcu olup çıktı! Kimseye aykırı gelmedi!
Sayın Başbakan ülkeye öfkeli döndü!
Fas Kıralı yüz vermemiş! Önemli değil! Programda yoktu zaten der geçeriz!
Ama iddialı bir Müslüman Başbakanın, Fas gibi Müslüman bir devletin Kralı tarafından
hararetle ve öncelikle kabulü umulurdu! Olmamış besbelli!..
Ülkenin kredisi artarken, onun kredisi düşmüş! Yıldızının feri kaçıyor anlaşılan!
Biz Kıral'dan daha iyi bilecek değiliz ya! Öfkeli geldi!..
Ötekiler, berikiler diye yaftalamaya başladı!
İstersem bir milyon kişiyi meydanlara dökerim diye meydan okudu!
Ucundan da başladı! Mersin'den Ankara'ya gelinceye kadar, her molaya bir miting
sığdırdı! Hızını alamamış ki, yeni mitingler planlıyor! Meseleyi anlamamış anlaşılan!
İki özür, halkın “gazını” alırdı! Alamadı! Sindirememiş! Zorluyor!..
Hala “On iki ağaç kestik!” diye yakınıyor. İki milyar ağaç diktim, çevreciyim diyor!
Sayın Başbakan kışkırtmanın dozunu kaçırdı! Türkiye'nin değerlerini örseledi! Ülkeyi
yoktan var edenlere “ ayyaş!” dedi. Ölenleri hayırla anın ki, sizi de hayırla ansınlar! İlke bu!
Padişahların, sadrıazamların, şeyhülislamların arasında “ayyaş” yok muydu?
Ne karışırsın el alemin içkisine? Ana Muhalefet liderine de “ Alevi” deyip çıktı! Kime ne yahu!
Türk milletinin parçalarını bir bir saymaya bayılıyor! Ne gereği var ayrıştırmanın?
Özgürlük diye “ baş bağlamayı” biliyor! Özgürlük diye bunu söylüyor!
Ululemre itaat da var! Niye söylemez? Milletin “Sabır taşını “çatlattı!
Eskiden buna “ ayranını kabarttı” derlerdi.
Milletin kendine oy veren % 50'si ile oy vermeyen % 50'sinı kapıştırmak ister gibi!
Eski dostu, yakın düşmanı “Başkan Esed “ de tezgaha böyle getirilmedi mi?
Suriye'de iç savaşın çıkmasında katkısı, vebali yok mudur?
Kimin ekmeğine yağ sürüyor?
Tarih gözümüzün önünde yineleniyor! Esedleşme'nin sırası mı?..
Sağlıcakla kalın.... Hasip ÖZTÜRK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder